Çocuklar Hikaye Yarışması C: Kuyudan Çıkış
Kuyudan Çıkış
Yazan:Elif ZEYVELİ
Bir zamanlar küçük bir köyde bir çocuk yaşarmış.Bu çocuk çok iyi kalpliymiş ve sevimli biriymiş.Adı da Enes imiş.
Neyazıkki Enes'in bunca özelliğine rağmen ciddi bir sorunu varmış.Enes doğduğunda hiç görülmemiş bir hastalıkla beraber doğmuş.Bu hastalık onun koşmasına zıplamasına ve akrobasik hareketler yapmasına engelliyormuş.Enesde buna çok üzülüyormuş.
Ailesi bu derde devayı çok küçük ihtimalde olsa heryerde arıyormuş.
Bir zamanlar küçük bir köyde bir çocuk yaşarmış.Bu çocuk çok iyi kalpliymiş ve sevimli biriymiş.Adı da Enes imiş.
Neyazıkki Enes'in bunca özelliğine rağmen ciddi bir sorunu varmış.Enes doğduğunda hiç görülmemiş bir hastalıkla beraber doğmuş.Bu hastalık onun koşmasına zıplamasına ve akrobasik hareketler yapmasına engelliyormuş.Enesde buna çok üzülüyormuş.
Ailesi bu derde devayı çok küçük ihtimalde olsa heryerde arıyormuş.
Bir gün babası yolda üzgün bir şekilde ilerlerken yaşlı bir adam ona:
-Evladım neden böyle üzgünce dolaşıyorsun?der. Babası Enesin durumunu anlatır ve şöyleder:
-Siz bu derdin devasını biliyormusunuz?der, yaşlı adam:
-Evet biliyorum.Sizin büyük okyanusun ortasına gitmeniz gerekiyor. Orada küçük bir ada var.O adanın kuzeyindeki denizde geceleri oluşan bir çukur var bu çukura girip engelleri aşmanız gerekiyor, der.Enes'in babası
-Peki denizin içinde boğulmamak için yapabileceğimiz bir şey var mı?diye sorar. Bunun üzerine yaşlı adam:
-O çukur suyun olmadığı bir yere iner, der ve birden kaybolur.
Enes'in babası şaşırır,yinede bir şey demez.Bir koşu eve gider.olanları karısına anlatır. Sonra hazırlığa başlarlar.Hazırlık bitince babası bir tekne kiralar. Sonra da yola çıkarlar.
Teknenin önünde Enes babasına nereye gittiklerini sorar. Babası ona:
-Hastalığına çare bulldum, der. Enes buna çok sevinir ve:
-Hadi bir an önce yola çıkalım hemen iyileşmek için sabırsızlanıyorum,der. Osırada tekne yavaş yavaş, sallana sallana hareket etmeye başlar.
Gidecekleri adaya gelince orada başka insanların da olduğunu görürler. Onlarla tanışırlar ve ailenin en küçüğü olan Efe'nin de Enes ile aynı hastalığa yakalanmış olduğunu öğrenirler.
Efe'nin babası o kuyuya bir kez girmiş ve garip bir ses duymuş. Ses şöyle diyormuş: ''buraya ilaç almaya ancakaynı hastalıkta iki kişi birden atlarsa girebilir''
O sırada Enes ile Efe de tanışıp arkadaş olmuşlar ve babalarının konuşmasını duymuşlar. Bir plan kurmuşlar.Enes yiyecekleri, Efe de içecekleri hazırlamış ve bir makina yapmışlar. Çünkü zıplıyamıyorlarmış.Bu makina da onları kuyuya atıcakmış.
Gece ikiside gelmiş ve fırlatıcının üstüne binmişler.enes düğmeye basmış ve çokurun içine düşmüşler.
İçeriye inince iki ilacında orda olduğunu görmüşler. Efe ile Enes hiç engel yok zannetmişler. Ama asıl engel kuyudan çıkmakmış.
Enes ile Efe ilaçları içmişler ve birden kendilerini çok enerjik hissetmişler Enes zıplamış Efe koşmuş.Enes takla atmış , Efe zıplamış ,iki el üstünde durmuşlar. Öle zevkliymişki bu işler Enes:
-Hadi ebelemece oynayalım,der. Efe:
-Olur çok sevinirim,der ve ebelemece oynamaya başlarlar.
Biraz oynadıktan sonra birden enes durur ve şöyle der:
-Ama efe biz burdan nasıl çıkacağız? Demekki engel buymuş der efe.
-Bence şu taraftan gidelim,diyerek bir yol gösterir.Eneste ona hak verir. Ve ikiside Efe'nin gösterdiği tarafa doğru merakla yürümeye başlarlar. O sırada garip bir ses şöyle der:
-Burdan çıkmanız için üç engel aşmanız gerekiyor.Karşınızda birinci engel: Karşıda içinde lav bulunan büyük bir çukur ve iki metre aralıkla kaya parçaları varmış. Enes biraz kafa yorunca şöyle der:
-Aralara sopa gibi birşey koyabiliriz değil mi Efe?
-Bence şu sopalar yeterince uzunve geniş,der.İkisi beraber sopaları alıp taşların arasına korar ve karşıya geçerler. Şimdi sıra ikinci engeldedir.
Bu engelde bir tepe vardır ama dimdik bir tepe. Bunu gören Efe bir ip bulur ve yukarıdaki sarkıta atar. Sonra ikisi de tırmanmaya başlarlar.Tepeye çıkınca da iple aşağıya kaydılar ikiside çok mutluydu. Çünkü gerite sadece bir engel kalmıştı.
Son engel ise ateşli halkalardan geçmek.bunun için Enes kendi suyunu kullanarak ateşleri söndürmeye başlar. Kendi suyu yetmeyince Efe ona suyunu verir. Enes Efe'nin suyunu kullanınca ateşler söner. Böylece ikiside rahatça halkalardan geçerler. Birden ikisi de kendilerini sahilde bulur. Babalarını görür ve koşarak onlara sarılırlar.
-Siz bu derdin devasını biliyormusunuz?der, yaşlı adam:
-Evet biliyorum.Sizin büyük okyanusun ortasına gitmeniz gerekiyor. Orada küçük bir ada var.O adanın kuzeyindeki denizde geceleri oluşan bir çukur var bu çukura girip engelleri aşmanız gerekiyor, der.Enes'in babası
-Peki denizin içinde boğulmamak için yapabileceğimiz bir şey var mı?diye sorar. Bunun üzerine yaşlı adam:
-O çukur suyun olmadığı bir yere iner, der ve birden kaybolur.
Enes'in babası şaşırır,yinede bir şey demez.Bir koşu eve gider.olanları karısına anlatır. Sonra hazırlığa başlarlar.Hazırlık bitince babası bir tekne kiralar. Sonra da yola çıkarlar.
Teknenin önünde Enes babasına nereye gittiklerini sorar. Babası ona:
-Hastalığına çare bulldum, der. Enes buna çok sevinir ve:
-Hadi bir an önce yola çıkalım hemen iyileşmek için sabırsızlanıyorum,der. Osırada tekne yavaş yavaş, sallana sallana hareket etmeye başlar.
Gidecekleri adaya gelince orada başka insanların da olduğunu görürler. Onlarla tanışırlar ve ailenin en küçüğü olan Efe'nin de Enes ile aynı hastalığa yakalanmış olduğunu öğrenirler.
Efe'nin babası o kuyuya bir kez girmiş ve garip bir ses duymuş. Ses şöyle diyormuş: ''buraya ilaç almaya ancakaynı hastalıkta iki kişi birden atlarsa girebilir''
O sırada Enes ile Efe de tanışıp arkadaş olmuşlar ve babalarının konuşmasını duymuşlar. Bir plan kurmuşlar.Enes yiyecekleri, Efe de içecekleri hazırlamış ve bir makina yapmışlar. Çünkü zıplıyamıyorlarmış.Bu makina da onları kuyuya atıcakmış.
Gece ikiside gelmiş ve fırlatıcının üstüne binmişler.enes düğmeye basmış ve çokurun içine düşmüşler.
İçeriye inince iki ilacında orda olduğunu görmüşler. Efe ile Enes hiç engel yok zannetmişler. Ama asıl engel kuyudan çıkmakmış.
Enes ile Efe ilaçları içmişler ve birden kendilerini çok enerjik hissetmişler Enes zıplamış Efe koşmuş.Enes takla atmış , Efe zıplamış ,iki el üstünde durmuşlar. Öle zevkliymişki bu işler Enes:
-Hadi ebelemece oynayalım,der. Efe:
-Olur çok sevinirim,der ve ebelemece oynamaya başlarlar.
Biraz oynadıktan sonra birden enes durur ve şöyle der:
-Ama efe biz burdan nasıl çıkacağız? Demekki engel buymuş der efe.
-Bence şu taraftan gidelim,diyerek bir yol gösterir.Eneste ona hak verir. Ve ikiside Efe'nin gösterdiği tarafa doğru merakla yürümeye başlarlar. O sırada garip bir ses şöyle der:
-Burdan çıkmanız için üç engel aşmanız gerekiyor.Karşınızda birinci engel: Karşıda içinde lav bulunan büyük bir çukur ve iki metre aralıkla kaya parçaları varmış. Enes biraz kafa yorunca şöyle der:
-Aralara sopa gibi birşey koyabiliriz değil mi Efe?
-Bence şu sopalar yeterince uzunve geniş,der.İkisi beraber sopaları alıp taşların arasına korar ve karşıya geçerler. Şimdi sıra ikinci engeldedir.
Bu engelde bir tepe vardır ama dimdik bir tepe. Bunu gören Efe bir ip bulur ve yukarıdaki sarkıta atar. Sonra ikisi de tırmanmaya başlarlar.Tepeye çıkınca da iple aşağıya kaydılar ikiside çok mutluydu. Çünkü gerite sadece bir engel kalmıştı.
Son engel ise ateşli halkalardan geçmek.bunun için Enes kendi suyunu kullanarak ateşleri söndürmeye başlar. Kendi suyu yetmeyince Efe ona suyunu verir. Enes Efe'nin suyunu kullanınca ateşler söner. Böylece ikiside rahatça halkalardan geçerler. Birden ikisi de kendilerini sahilde bulur. Babalarını görür ve koşarak onlara sarılırlar.
Tebrikler Elif
Elif çok güzel yazmışsın. Tebrikler
İnsanlarla tanışıp dost olduğumuzda, beraber zorlukları ve engelleri aşarak içinde bulunduğumuz sıkıntlardan Allah'ın izniyle kurtulabiliriz. Efe ve Enes hem zorlukları yenip iyileştiler hem de dost oldular. Ne güzel değil mi?
DEMEK Kİ HER ZORLUĞUN BİR ÇARESİ DE OLABİLİRMİŞ. YILMAMAK VE ÇARE ARAMAK LAZIM . ALLAH DİLERSE HERKES ZORLUKLARINA BİR ÇARE BULABİLİR BELKİDE.. umutlu olmak lazım. bU HİKAYE BANA BUNU hatırlattı. Yazarı tebrik ediyorum. hayal gücü oldukça yüksek. Hikayesi de öğretici. Benden on puan. 10 PUAN.