19. Yüzyılın Sonlarında Rus Politikası
19. Yüzyılın Sonlarında Rus Politikası
Bilal SÜRGEÇ 
Hüseyin Avni Paşa’nın serasker ve sadrazam olduğu yıllarda Rus Büyükelçisi İgnatiev’di. Amansız bir Müslüman düşmanıydı. Slav Birliğinden yanaydı. Osmanlı Sarayını esir almıştı.Sadrazam Mahmut Nedim Paşa, Rus diplomatın tavsiyelerine uyulursa Rus Devleti’nin şerrinden Osmanlı Devletinin kurtulacağına inanıyordu. General İgnatiev, Mahmut Nedim Paşa vasıtasıyla bu politikasını Rusya lehine acımasız bir şekilde kullandı.Mahmud Nedip Paşa’ya "Avrupalıların elindeki
Hüseyin Avni Paşa’nın serasker ve sadrazam olduğu yıllarda Rus Büyükelçisi İgnatiev’di. Amansız bir Müslüman düşmanıydı. Slav Birliğinden yanaydı. Osmanlı Sarayını esir almıştı.Sadrazam Mahmut Nedim Paşa, Rus diplomatın tavsiyelerine uyulursa Rus Devleti’nin şerrinden Osmanlı Devletinin kurtulacağına inanıyordu. General İgnatiev, Mahmut Nedim Paşa vasıtasıyla bu politikasını Rusya lehine acımasız bir şekilde kullandı.Mahmud Nedip Paşa’ya "Avrupalıların elindeki
Osmanlı tahvillerinin faiz gelirini ödemeyeceğiz .” dedirterek İngiltere ve Fransa’da halkı Osmanlılara karşı kışkırtarak sokağa döktürdü.” Bu devletlerin Osmanlı birliğini koruma politikasını da değiştirtti.
Bu dönemleri tetik eden her tarihçi görecektir ki Hüseyin Avni Paşa aleyhinde çıkan her dedikoduda Rus ajanlarının parmağı vardı.
Bu dönemleri tetik eden her tarihçi görecektir ki Hüseyin Avni Paşa aleyhinde çıkan her dedikoduda Rus ajanlarının parmağı vardı.
Hüseyin Avni Paşa, saraya orduda ıslahat yapılmasını istiyordu. Onun bu yöndeki çalışmalarını general olan Rus Büyükelçisi İgnatiev’in uyarıları ile kabul etmeyen Sadrazam Mahmud Nedim Paşa “Hüseyin Avni her işte Rus parmağı olduğunu Eflak,Sırp, Arnavut ve Karadağ Çetelerini yetiştirerek silahlandırdığını iddia ediyor. Ordunun çete savaşına , kara savaşına , sivil savaşa uygun bir şekilde yetişmesini istiyor Biz bu pahalı teşkilatı nasıl kuralım” diyerek , Hüseyin Avni Paşa’nın sadrazamlıktan azledilerek pasif bir göreve verilmesini” istiyor. Bu istek Sultan Abdulaziz’e hoş gelip , Hüseyin Avni Paşa,Yanya ve Tırhala kumandanlığına atanarak İstanbul’dan uzaklaştırıldı.” (Hüseyin Şekercioğlu- s 319)
Sadrazam Ali Paşa tarafından Girit kumandanlığına getirilen Hüseyin Avni Paşa Girit’te Rusların teşviki ile ayaklanan Ortodoks Papazlara “evet sizler Rus ajanı olarak halkı ayaklandırıyorsunuz ama Türkler peşinizi bırakmayacak.” Diyerek haber gönderdi. (Hüseyin Şekercioğlu- s 320)Onun tahiditlerinin kuru gürültü olmadığını çok iyi bilen Rumlar isyanı durdurdular.
Hüseyin Avni Paşa’nın memleketlisi olan Hüseyin Şekercioğlu, Paşa hakkında akrabalarından duyduğu Paşadan nakledilen çok değerli bilgiler vardır.
Şekercioğlu’nun Gelendost Tarihinde Hüseyin Avni Paşa’nın öldürülmesinde büyük rol oynayan Rus Büyükelçisi General İgniyatef, Rus taraftarı Mahmud Nedim Paşa’nın olaydaki rolünden bahsedilmemesinden ve seraskeri öldüren Çerkes Hasan adeta masum,, günahsız vatan kahramanı gibi karşılanmasından şikayet ederek “Osmanlı sarayına baş kaldıran bu insanın Abdulaziz’e şahsi bir kini yoktu Ancak Türk milletinin selameti, Osmanlı Devletinin geleceği için kaygı duymaktaydı.Kaygılarında haklı idi , Ruslar adım adım takip ettikleri Osmanlı siyaseti ile Osmanlı Devletini parçalamadılar mı?Yeşilköy’e kadar gelmediler mi? Berlin Antlaşmasınad Alman elçisinin Osmanlı Hariciye Nazırı Sadullah Paşa’ya “Nerede bu Hüseyin Avni Paşa? Nerede onun yetiştirdiği komutanlar? O sağ olsaydı Ruslar Osmanlı ülkesine gire bilir miydi?” Bu sözler üzerine Sadullah Paşa gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştı” (Hüseyin Şekercioğlu-s 322)
Sürgünler aziller yaşayan Hüseyin Avni Paşa, çoğu kez ayak oyunlarına kurban gitti. Saray kadınları ile olan ilişkisi insan ayağını kaydırmaya yönelik bir ayak oyunudu.Bu oyun o kadar insafsız oynanmıştır ki her yol mubah görülmüştü Mukaddes sayılan ırz ve namus konusu insan harcamada kullanılmıştıştı.
Ali Paşa’nın ölümünden sonra Mahmut Nedim Paşa’nın ilk işi onun adamı olduğunu düşündüğü kişileri sürgün etmek oldu. Rus Büyükelçisi İgniyatef sadrazamı Osmanlı sarayında kullanıyordu.Hüseyin Avni paşa bunu Harbiye nezareti kumandanı olunca anlamış, hatta donanma komutanı Akif Paşa’ya bir gün Rus ticaret gemilerinde saraya kapaklı bidonlar geliyor emir buyur arayalım dediğinde, aranan bidonlar içerisinde Rus işi ziynet eşyası kürkler ,inciler getirildiğini öğrendi.Bir gün başkalfa Kadın Efendiye “ bu altınlar gümüşler ve küpeler başımıza dert olur siz benim adıma saray kadınlarını kontrol edin , üzerlerinde arama yapın” dedi.
İşte Mahmud Nedim Paşa’nın üzerine bir kılıf takarak Abdulaziz’e söylediği bir yalanlardan biri de budur.Sultan’ın sarayındaki kadınlarla ilişkisi var diye Hüseyin Avni Paşayı sürgün ettirdi.( Hüseyin Şekercioğlu- s 324-325)
Hüseyin Avni Paşa’nın kız kardeşi Şerife Hanımdan doğma Ekiz Oğlu Hüseyin Bey’in çocuğu binbaşı Emin Bey Ruslar tarafından desteklenen Karadağ isyanının bastırılmasında görevlendirildi.Esat paşa’nın emrindeki Binbaşı Emin Bey tam tertibat almadan Karadağlıların üzerine gönderilmişti.Emin Bey Tirebün kasabasını üç bölük askerle muhafaza ederken Karadağlıların eline düştü. Hiç merhamet etmeyen Karadağlı asiler Binbaşı Emin Beyi katlederek derisini yüzdüler. Bu haberin İstanbul’a gelmesinden sonra “Eyvah Emin Bey sana tedbir almadan bir yere gitme demedim mi?Esat Paşa kendinden başka kimseyi düşünmez demedim mi.” Diye ağlayarak başını duvarlara vurduğu söylenir.
Kız kardeşi Şerife Hanımla Hüseyin Avni paşa’nın Tokatlı eşi Naciye Hanımın yakınların anlattığına göre Emin Bey ölünce yemez içmez olan Avni Paşa “ölü gibiyim ölsem o beni temsil ederdi.” Dediği yakınları tarafından anlatılırdı. (Hüseyin Şekercioğlu-s 329)
Emekli Tümgeneral İ:Halil Sedes “Yerine o aralık başka bir zatın dolduramayacağını bilen ve aynı zamanda Rus politikası aleyhtarlığı ile tanınmış olan Hüseyin Avni Paşanın katlinde Rus elçisi General İgniyatef’in mühim bir rol oynadığı kanaati vardır.
Sultan Aziz devrinde Rus elçisinin saraydaki kadınlar arsında da sıkı tarafdarı bulunduğu muhakkaktır.Hüseyin Avni Paşa’yı öldüren Çerkes Hasan saraylılardan birinin yakın akrabası idi.” (Tümgeneral-Halil Sedes 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı cilt 1 shf 122)
Roman yazarı Kemal Tahir bir sohbetinde “Tanzimatın Batılılaşma yolunun İmparatorluğu batırdığı halde neden hala “Hayriye” diye geçirildiğini, Çerkes Hasan’ın kim olduğunu eline tabancayı kimin tutuşturup Hüseyin Avni Paşa’yı kimin niçin öldürdüğü,Abdulhamit’e”kızıl lakabını kimlerin uygun gördüğünü bilmeden Türkiye’de olup bitenleri anlamak mümkün değildir.”(Yılmaz Daşlı-Kemal Tahir’in Eserlerinde Sosyolojik Tartışmalar-Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayınlar-2007,s 135)Tesbitinde bulunmuştur.
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.