ADIYAMANLI BİR SİYASET ADAMI

ADIYAMANLI BİR SİYASET ADAMI

Bilal SÜRGEÇ

1995 yılında Adıyaman'a yerleşmeden önce Adıyaman'ın geçmiş dönemleri hakkında sağdan soldan elde ettiğim kırıntı bilgilerim vardı. Bu bilgilerden biri de Süleyman Arif Emre'nin "Siyasette Otuzbeş Yıl" ismiyle yayınlanan kitabıydı.

Süleyman Arif Emre 1923 Adıyaman Besni doğumludur. 1965 yılından itibaren bazen kesintiye de uğrasa beş dönem milletvekilliği yapmıştır. 1955'te Hürriyet Partisi'nin Adıyaman teşkilatını kurmuştur.
Ancak bu parti siyasette pek başarılı olamamıştır. Süleyman Arif Emre 27 Mayıs'tan sonra kurulan Yeniden Türkiye Partisi'ne geçmiş buradan l965 yılında Adıyaman milletvekili seçilmiştir.

Süleyman Arif Emre, hatıratında Hasan Toprak adında bir halk politikacısından söz ediyor. (Adıyaman'a yerleştikten sonra Hasan Toprak kimdir? Ailesi Adıyaman'da mı? diye dostlara sordum. Bir esnaf teşekkülünde yönetici olan Sefer Toprak'ın babası olduğunu söylediler. Küçücük Adıyaman'da on yıl içerisinde Sefer Toprak'la karşılaşmak kısmet olmadı. Bürosuna bir kez uğradım. Bir kez de telefon ettim her ikisinde de malesef yerinde yoktu.Bıraktığım not da galiba kendisine ulaşmadı )

Süleyman Arif Emre köyleri gezer. Propaganda yapar. İfade hürriyetinden , özerk üniversitelerden bahseder ama halk anlamaz. Hasan Torak okur yazar olmamasına rağmen meseleye el kor: "Ey köylü hemşerilerim der, Sizin tütününüze zam geldi mi? Gelmedi. Ama şekeriniz , çayınız zamlandı." Köylü bu dili anlar. Hürriyet Partisi destek görmeye başlar

Hasan Toprak mert biridir. Hoş sohbettir. Birgün Yeni Türkiye Partisi'nin Genel başkanı Ekrem Alican Malatya üzerinden Adıyaman'a gelir.Malatya'dan Süleyman Arif Emre ile Hasan Toprak Genel başkana refakat etmektedir. Aynı arabanın içerisindedirler. Hasan Toprak hoş sohbet bir insan. Hep O, konuşmakta Ekrem Alican da dinlemektedir. Gölbaşı'nda mola verirler Hasan Toprak otomobilden iner. Araçta bulunan dördüncü kişi prof. bir milletvekilidir.O prof. milletvekili Ekrem Alican'a der ki "Hasan Bey ne kadar mert bir insan keşke okusaymış."Ekrem Alican dönek siyasetçilerden çok çekmiş olmalıki "İyi ki okumamış, okusaydı senin gibi kalleş olurdu" demiş. Hasan Toprak'ın Çarıklı Erkanı Harp tarifine uygun uyguladığı ilginç siyasi taktikleri de kitapta anlatılıyor.

Süleyman Arif Emre, aynı zamanda önemli bir hukuk adamıdır. 1944'te avukatlık yapma kararını Osman Yüksel Serdegeçti'ye açar. Serdengeçti " "Arif, sen mahcup bir gençsin , nasıl avukatlık yapacaksın ? Senin iş bulmanda zor olur" dediğinde "Sadece senin davalarını alsam , başımı kaşıyacak vakit bulamam "der. Süleyman Arif Emre Malatya'da Ahmet Emin Yalman'ın kurşunlandığı davada Hüseyin Üzmez'in de davasına bakar.

Süleyman Arif Emre Türkiye'de Milli Görüş hareketinin önemli temsilcilerinden hatta bu hareketi başlatanlardan biridir. Erbakan'a genel başkanlık teklifini o götürmüştür. Süleyman Arif Emre, Mill Selamet Partisi'nin bir süre genel başkanlığını da yapmıştı.


Adıyaman'da bulunduğum yıllarda özellikle 1996 yılının başında Refah Partisi hem Türkiye'de hem de Adıyaman'da gücünün zirvesindeydi. Belediye Refah Partisindeydi. RP 1995'in Aralık ayında yapılan seçimlerde şehirden iki milletvekili çıkarmış, üçüncü milletvekilliğini de az bir oy farkı ile kaybetmişti. İşyerim RP'nin üst katındaydı..Dolayısıyla RP'ye gelenlerle sürekli karşılaşıyordum . İl başkanlığını bürokrasiden emekli biri yapıyordu. RP İl başkanı particilik gibi söz, ifade isteyen bir işin adamı değildi. Niye emekli bu arkadaşı il başkanı yapmışlar diye de kendi kendime soruyordum. RP'de çalışan Nezir dayı vardı. O, partiye il başkanından daha fazla katkı sağlıyordu. Hürmetkardı. Mütavaziydi. Nezir dayı nasılsın dediğimde öyle bir karşılık verişi vardı ki insanı hayran bırakıyordu. 1999 yılında RP'nin yerine kurulan Fazilet Partisi'nde resmi olmayan bir ön yoklama yapıldı. Bu yoklamada adı olmayanlar sonra aday listesine konuldu.Listeye girenlerden biri de Dengir Fırat'tı. Dengir Fırat'ı da listeye alanın Süleyman Arif Emre olduğu söyleniyordu.. Bu yüzden bir kısım insanlar Süleyman Arif Emre'ye ateş püskürtüyorlardı.

Ben ileriki yılların Adıyaman tarihini araştıracak olanlara bir katkı olsun diye duyduklarımı söylüyorum. O yıllarda gerçekten sempati beslediğim bu parti, nasıl böyle bir hata yapar diye düşünüyordum . Şimdi düşüncemi değiştirdim.

Siyasette asıl olan ehliyettir, liyakattir. İşte bu, Türkiye'de yok. Başka zamanlarda bazı kıymetli değerlerin, önünü tıkayanlar. Her türlü kulis oyunlarını oynayanlar kendilerinden daha güçlü birini karşılarında görünce bu İslam'a yakışır mı demeye başladılar

Süleyman Arif Emre'yi daha yakından tanımak isteyenlere bir başka kaynak tavsiyem Umran Dergisinin 2006 Şubat sayısıdır.

Bilal SÜRGEÇ
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.