Elazığ Eski Valisi ve Behçet Başkan
ELAZIĞ ESKİ VALİSİNİN HATIRALARI VE BEHÇET BAŞKAN’DAN HELALİK
İSTİYORUM
Bilal SÜRGEÇ
Behçet Susmaz’ı Elazığ belediye başkanı olarak bilirim. Tanışıklığım filan yoktur. 1977 yılında belediye başkanı seçildiğinde Elazığ İmam Hatip’te , lise kısmında 1.sınıfında ( şimdi 9 sınıfı deniliyor) öğrenciydim. İkinci başkanlık döneminde 1989-94 yıllarında mesleğim dolayısıyla Elazığ dışındaydım. Fakat yıllar sonra ona karşı içimde bir hayret ve şaşkınlığım oluşmuştu. O da şuydu: 70’li yıllarda hiçbir sağ partili belediye başkanının idaresinde olmayan gecekondulaşma 1978’de Elazığ’da meydana gelmiş, şehrin en ferah, en yüksek, en güzel, hatta erezyona karşı ağaçlandırılmış olan yerleri gecekondulaşmıştı... O zaman Behçet Susmaz belediye başkanıydı. Buna nasıl izin vermişti? Olacak şey değildi.
Behçet Susmaz’ı Elazığ belediye başkanı olarak bilirim. Tanışıklığım filan yoktur. 1977 yılında belediye başkanı seçildiğinde Elazığ İmam Hatip’te , lise kısmında 1.sınıfında ( şimdi 9 sınıfı deniliyor) öğrenciydim. İkinci başkanlık döneminde 1989-94 yıllarında mesleğim dolayısıyla Elazığ dışındaydım. Fakat yıllar sonra ona karşı içimde bir hayret ve şaşkınlığım oluşmuştu. O da şuydu: 70’li yıllarda hiçbir sağ partili belediye başkanının idaresinde olmayan gecekondulaşma 1978’de Elazığ’da meydana gelmiş, şehrin en ferah, en yüksek, en güzel, hatta erezyona karşı ağaçlandırılmış olan yerleri gecekondulaşmıştı... O zaman Behçet Susmaz belediye başkanıydı. Buna nasıl izin vermişti? Olacak şey değildi.
O gecekonduyu yapanlar şehirde MHP’ye oy verenler de değildi. MHP’li Behçet Susmaz nasıl gecekondulaşmaya müsaade etmişti? Zihnimde ona karşı oluşan olumsuz bu duygu dağıldı. Meğer Elazığ’daki arazi yağmasında, gecekondu istilasında onun hiçbir suçu ve günahı yokmuş. Nafile yere günahını almışsız. Hakkını helal etsin!
Geçen gün Ankara’da bir kitapçıda … isimli eski bir Elazığ valisinin hatıra kitabı karşıma çıktı 45-65 sahifelerini yedi ay valilik yaptığı Elazığ’a ayırmış.
Valinin anlattığına göre Behçet Susmaz, gecekondulaşmayı önlemek istemiş fakat kendisi engellemiştir…Sayın vali güya sola oy vermiş filan etnik gurup mensuplarının kanunsuz, kaçak yapıları, yıkılmasın diye Behçet Susmaz başkanlığındaki Elazığ Belediyesinin gecekondulaşmayı önleme girişimine izin vermemiş. Bunu devrimci, Atatürkçü olduğu için yapmış! Öyle bir kahramanlık yaptığını sanıyor ki, insan kitabı okurken zafer kazanmış bir komutan edasına şahit oluyor.
Emniyet desteği ile bu yağmaya karşı çıkmak isteyen 1978’deki Elazığ belediyesine, o yılın Elazığ Valisi, bu desteği vermeyerek engel oluyor. Üstelik Valinin anlattığı gibi o yağmayı yapan gecekonducular tek bir inanç gurubuna mensup değildi. Şehrin yerlisi de değillerdi. Her meşrepten, her mezhepten olan fırsatçılardı. Elazığ’daki arazimiz Mürüdü (Gümüşbağlar) köyünün ilerisinde olduğu için köye Pertek yolunu kullanarak gidiyorduk. Yol üzerinde Elazığ’a bakan sırtlarda yeni fidanlar sökülmüş., gecekondular dikilmişti. Hiçbir estetiği yoktu. Derme çatma piriketle yapılmıştı. Hatta birisi Elazığ-Pertek karayolundan 10-15 cm alarak o zaman radar vardı onun hemen altında asfalt yolun üzerine gecekondusunu kondurmuştu. Onu her gördükçe kazara bir araba bu eve çarparsa diye yüreğim ağzıma gelirdi. Kümes şeklindeki bu gecekonduyu yapan kurnaz adam -gecekondular yıkılacak -dedikodusu yayıldığında Ay Yıldızılı bayrağımızı ve Atatürk’ün fotoğrafını o garabet binasının üzerine asardı. Bu istismar her gecekondu yıkımında yaygın bir gelenek halini almıştı.1977 yılında CHP’ye ideolojik sol hâkimdi. Ankara, İstanbul, İzmir solun elindeydi. Bu iller gecekondu istilasına düşmüştü.
Solun gecekondu anlayışını iyi tahlil etmek için o yıllarda sözüm ona sol anlayışla yapılan sinema filimlerine bakın! Devrimci kabadayılar gecekondu için nasıl direniş yapıyor, polise, askere nasıl karşı duruyor göreceksiniz!
Bir zamanlar Star TV’de Engin Ardıç haberlerden sonra yorum yapardı. Onun “Türkiye’deki gecekondu sorunu uyanık köylünün ahmak sola attığı bir kazıktır.” tespiti zihnime çakılıp kalmıştı. Bu tespiti Ankara’ya yerleştiğim de o kadar net görüyordum ki sosyolojiye ve tarih ilmine çok güzel konu olur. TBMM’ye 3-4 km mesafede Dikmen sırtları, Yüzüncü Yıl, Çukurambarı, Balgat vs gecekonducular tarafından yağmalanmıştı. Oturduğum apartmanda hiç okuması yazması olmayan ancak gözü “velfecir” okuyan” uyanık bir Karadeniz köylüsü gecekondusunu ve arsasını mütahite vermiş karşılığında bir dükan 3 daire almıştı. Aylık kira geliri 15 bin liraydı. Yan gelip yatıyordu… Bir zamanlar gecekondu semtleri olan bu yerler şimdi Ankara’nın en pahalı en lüks yerleri olmuştu. Kazanan bizim uyanık köylülerdi. Tek marifetleri 70’li yıllarda hazine arazilerini biriketle çevirmeleriydi. Vali beyin hatıralarına dönelim. Kitapta anlatılan bazı şeyleri hatırlıyorum: 1978 yılında 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında ben de okul adına katılmıştım. Vali beyın seyirciler tarafından yuhalanmasını , protesto edilmesini hiç unutamam. Elazığ devletini her zaman seven devletine bağlı, yabancıya saygı gösteren, saygısızlığı hoş görmeyen bir ildir. Bu vali niye halk tarafından protesto edilmişti? bu eylem de hafızama takılıp kalmıştı…
Vali bey, yuhalanmasının nedenini aslında izah ta ediyor : ” 15 Şubat 1978’de saat 15’te göreve başladım. Saat 17’de valilik makamının bitişik odasının mescit yapıldığını saptadım. 15 metre ötede, caddenin karşı tarafında İzzet Paşa Camii var. Mescit laik devlete açıkça bir saldırıydı ve Alevileri kışkırtıcı bir yaklaşımı içeriyordu. İki saat sonra mescidi kapattım.”
Bu ifadeler 1978 yılında Elazığ’da yedi ay valilik yapan hatırar sahibi vali beye ait. Kitapta o mescidi kendisinden önceki Elazığ valisi Hanefi Demirkol’un Başbakanı Süleyman Demirel’den izin alarak açtığını belirtiyor.
Aleviliğin erkanını, adabını bilen hiç kimse mescitten rahatsız olmaz. Vali bey, Aleviliği de bilmediği için onların yerine kendisi düşünüyor. Bir şehre gelen valinin iki saat içerisinde mescidi kapatması o valinin itibarını yerle bir eder. Gittiği her yerde yuhalanır. Hem de devletine sadakatte her türlü testten başarıyla geçmiş Elazığ’da yuhalanır.
İzzet Paşa camisinin içi ile Elazığ eski vilayet konağının dış duvarı biri birine 15 metre olabilir ancak valilikten başta vali olmak üzere memurları camiye gidip gelse arada 30 dakika zaman geçer. Ancak vilayet binasında, küçücük bir mescitte 5 dakika içerisinde sırayla namazlarını eda etseler işin aksamayacağını herkes bilir.Vali bey güya Elazığ’da asayişi sağlamış! Bu ilin bir Maraş olmasını önlemiş. Halbuki ondan sonra Elazığ’a atanan Ahmet Özer hatıralarında Elazığ’a gitmeden önce o valiyle görüştüğünü, moral olarak onun çöktüğünü anlatıyor.
Gecekondulaşmayı teşvik eden, mescidi ise göreve başladığı iki saat içerisinde kapatan sabık vali beyi 12 Eylül yönetimi, güzel icraatlarından biri olarak resen emekli eder. Anlatımından bu valinin halk psikolojisini, din sosyolojisini, idareciliği bilmediği anlaşılıyor. Böyle birinin bırakın bir vilayeti iki hanelik bir köyü bile yönetemeyeceği anlaşılıyor...
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.