EY GÖZLERİ KALBİMDE UNUTULAN ÇOCUK

EY GÖZLERİ KALBİMDE UNUTULAN ÇOCUK
(Hakkarili Zeynep Kurt Bebeğe Dair…)
Eyüp BEYHAN
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller biter bağında
Arife gününde bayram ayında
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim”
Bayram sonrasıdır, şehre yolculuk var. Mevsim sonbahardır, aylardan eylül..hazan mevsiminin hüzünlü haberi var bugün. Gökyüzünün mavi beraklığını küçük lekeler gölgeliyor. Göçmen kuşların çığlıkları 15 aylık Zeynep’in annesinin kucağında havaya uçurulduğunun isyanına kanat çırpıyor. Hainler pusuda, kan düştü bugün yine toprağa. Güneş bugün zemheri doğmakta, bulutlar şaha kalkmış, yer gök ağlamakta…bir çoçuk yine öksüz kaldı, yine annesiz kaldı bir çocuk. Zemheri bir başka doğmakta bugün.

Güneş bir başka selamlıyor bu gün Hakkari Dağlarını. Heybetli duruşu bir başka hale bürünmüş, Cilo Dağ’ı, Sümbül Dağı, Mor Dağ, Beyaz Dağ…buz kesiliyor, somurttukça somurtuyor. Mazlum ve masum civanların bir hain pusuya düşmelerini lanetliyor adeta. Her dağ şehrin civanlarına düşkündür, köylüsüne vurgundur, her civanın kendisi gibi asi hoyrat, özgür ve dik durduğu için ona aşıktır. Yardır civanına, yarine düşkündür. Civanlarına pusu kurdukları için, volkan gibi kızgındır hainlere…

Sabahın erken saatleridir, mevsim zemheri, kaderde bugün yolculuk var ebediyete. Şehir sabah güneşiyle süslenir, köylü civanlarını karşılamaya. Araba yolcuyu, yol arabayı bekler karşılamayı. Zeynep, annesi ve ablası ne hayallerle süslenir belkide. Vakit gelmiş, kırmızı dolmuş yola koyulmuş; “Hiç yolcusu yokmuş gibi sesizce alır yol/ sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.” Sabah saat dokuzu beş geçe, o an mahşeri bir patlayış. Zeynep bir yana annesi ve ablası bir yana. Flaş haber diye veriyor televizyon ekranları. Kısa bir süre sonra yetkililerce bir açıklama düşüyor haber ajanslarına. Hakkari Valiliği, sabah saatlerinde Durankaya Beldesi ile Geçitli Köyü arasındaki yolda meydana gelen mayın patlaması ile ilgili yazılı açıklama yapıyor. "16 Eylül 2010 günü saat 09.05 sıralarında Geçitli Köyünden Hakkari istikametine seyir halinde bulunan 65 EN 341 plakalı sivil vatandaşa ait minibüse yönelik terör örgütü mensupları tarafından yola döşendiği değerlendirilen uzaktan kablo düzeneği ile komutalı ve cinsi tespit edilemeyen patlayıcının patlatılması sonucu, ilk belirlemelere göre 9 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 4 vatandaşımız ise yaralanmıştır.

“Zeynebe yaptırdım altından tarak
Tara zülüflerin bir yana bırak
Zeynebe gidemem yollar pek ırak
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim”

Dört yaralı vatandaşımızdan biri, gözleri ceylan, geleceğin umut fidanı, sevgi tohumu on beş aylık Zeynep bebektir. Tedavisi için Turgut Özal Tıp Fakültesi’ne yetkililerce sevk ediliyor. Yapılan yoğun tedavi sonucu hayati tehlikeyi atladığını öğreniyoruz yetkililerden. Devletimiz her zaman ortaya çıkan bu gibi durumlarda insanlarımızın sıhhatine kavuşması için gerekli tüm tedbirleri yerinde ve zamanında alması, memnuniyet verici. Anne olan, baba olan evlat acısı ve sevgisi nedir daha iyi anlar. Ondandır ki bu duyarlı davranışını takdire şayan bulduğum şehrimin yöneticileri hastahaneye koşuyorlar. Başta şehrin Valisi Ulvi Saran, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Milletvekilimiz Öznur Çalık, Zeynep’i yalnız bırakmıyorlar. Milletvekili Öznur Çalık, bir anne şefkatiyle zeynebin başını okşadığını görüyoruz gazetedeki fotoğraflarda. Duğru okuyabildiyseniz bir mesaj niteliğindeydi adeta; Zeynep bizim bebeğimiz, Zeynep bizim çocuğumuz. Bizde bu coğrafyanın asil ruhlu çocuğuyuz tıpkı Zeynep gibi. Gözü dönmüş hainler, Zeynep yalnız değil Zeynep yetmiş iki milyondur bu coğrafyada.

Ey gözleri kalbimde bir his yaratan mavi gülüşlü çocuk, umudun ışığı. Bilmelisin ki zifiri karanlığın en koyu olduğu vakit sabahın yakın olduğunu müjdeler. Fıratın kardeşi dicle sesiz sedasız ağıtlar yakıyor. Yıllarca aydınlığın özlemini çeken bu toprakraklar şu zamanlarda aydınlık bir doğum sancısı çekiyor. Karanlıkta beslenen yarasalar aydınlık haberinden rahatsız oldular. Çırpındıkça çırpınıyorlar. Kim bilir belkide bir müjdesin bu topraklara. Huzurun, sevginin, kardeşliğin habercisisin. Şimdi olup bitene bir mana vermezken, o çakmak çakmak gözlerin anneni arıyor. Göl goncanı arıyor tükenmez bir umutla.

Ey masumiyetin yüzü, kutlu bir doğumun habercisi... merhametsizlerin tüm çılgınlığına rağmen, senin şahsından tüm Zeyneplere şairin diliyle seleniyorum:

“Ey Çocuk!
Yüreğinde sevgi büyüt
Bakışında umut taşı
Sen geleceğin teminatı
Yaşamın en renkli çiçeği
Gülüşünde güneşler yüklü
Gül ki barış kucaklasın evreni”

Eyüp Beyhan

Eyüp BEYHAN
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.