Haber: Mesneviler konusunda

PROF.DR. HİCABİ KIRLANGIÇ
"Mesneviler" konusunda bilgi verdi.

Necati ÇAVDAR
SERVER VAKFI ÇARŞAMBA SOHBETLERİ'nde konuşan A.Ü.Dil Tarih Coğrafya Fak.Öğrt.Üyesi PROF.DR. HİCABİ KIRLANGIÇ, Türk edebiyatında bir tür olan "Mesneviler" konusunda bilgi verdi.

Toplumumuzda sadece Mevlana'ya ait sanılan "Mesnevi" nin edebiyatımızda başlı başına bir tür olduğunu söyleyen Prof. Hicabi Kırlangıç, "Mesnevi'yi sadece Mevlana yazmamıştır.. Genceli Niyazi’den günümüze bir çok edip yazmıştır..." dedi.

Kırlangıç, Mesneviler konusunda şöyle dedi:
Mesnevi, herhangi bir hikâyenin şiirsel olarak yazımıdır. Edebiyatımızda bu türe Mesnevi deniyor.
İlk mesnevi yazan Genceli Niyazi'dir.
Niyazi'den sonra bir çok şair mesnevi yazmıştır...
Attar, Molla Cami.... Şeyh Sadi Şirazi. .. Mevlana bulardan tanınmış olanıdır.
Şeyh Sadi Şirazi' nin Bostan isimli eseri mesnevi tarzında meydana getirilmiştir.
Attar'ın altı, Molla Cami’nin yedi mesnevisi vardır.
Niyazi’den sonra gelenler, hep Genceli Niyazi'yi taklit etmişlerdir.
Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye "Hamse" adı verilir.

Mesnevî şairlerinin bir kısmı Nizâmî'yi örnek alarak beş mesnevî yazıp "Hamse" (beş) meydana getirmişlerdir. Hamse'ye "Penç-genc" de denilmektedir...

Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi’dir.
Atar, Mesnevî sayısını altıya çıkarıp "Sitte"(altı) yapanmış, Molla Cami’de yedi mesnevi yazmıştır..

Her konuda mesnevi yazılmıştır.
Divan edebiyatında günümüz deki nalmaı ile roman ve hikâye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır.
Günümüzde kimileri Necip Fazıl’ın …. Nazım Hikmet'in Ferhad ile Şirin'i ve Sezai Karakoç'un Leyla ile Mecnun'u dolayısıyla mesnevi yazdığını ileri sürenler vardır.
Bu durum geçmiş kültürle bağ kurma, köklere dönüş anlamında açıklanabilir. Fakat günümüz kimi şairlerinin eserlerini edebi olarak mesnevi diye nitelemeye yeterli değildir.
Ancak..
Edebiyatımız da son mesnevi yazarı, Mehmet Akiftir.
Safahat baştan aşağı mesnevidir.
Elimiz de çok sayıda mesneviler vardır.
Kimi şairler Türkçe şiir şeklinde tarih yazmışlardır. Bunlar içinde en meşhurları, Selimname ve Süleymannameler'dir...
Şimdilerde tartışılan filmi yapanlar senaryo yazarken Süleymanname' den istifade etselerdi. Bu kadar yanlış yapmazlardı.
Şiir şeklinde tarih yazma geleneği Selçuklulardan beri vardır. Türkçe şiir sitilinde tarih yazanların bir kısmı da İranlı şairlerdir. Buna karşılık Mevlana , mesnevisini Farsça yazmıştır.. O dönem Mevlana’yı dinleyenler , mesneviyi okuyanlar Farsça biliyorlardı..
Mesnevi şeklinde yazılan ders kitapları da vardır. Dersi ahenkli bir şekilde öğretmek için mesnevi tarzında eserler ortaya konmuştur.
Bu gün mesneviler dâhil, birçok eseri okuyamıyoruz. Çevrilebilenlerde de çok yanlış oluyor.
Türkçe o kadar mesnevi var ki.. Buların hangi birinin çevirisini yapacaksın?
Şöyle olmuş böyle olmuş, milletin yazısı değişmiş. Ancak bu gün dedelerinin yazısını anlayan insanlara ihtiyaç var. Latin harflerine çevirmekle olmuyor. Çok yanlış çevriliyor...
En iyisi tıpkıbasım yaparak orijinal harfleri ile halka sunmaktır.
Atalarının dedelerinin dilini anlayan nesiller yetiştirmeli.
Batı değerleri ile yetişmiş insan anlamıyor.. Çift alfabe olmalı… Bundan sonra iki dilde okunması gerekiyor. Böylece gençler daha iyi anlar ve eserleri yeni alfabeye aktarmaktan kurtulur.
Necati ÇAVDAR
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.