KEMAL TAHİR KONUŞUYOR

KEMAL TAHİR KONUŞUYOR

Bilal SÜRGEÇ

Kemal Tahir'in sağlığında onaltı, ölümünden sonra beş olmak üzere kendi imzasıyla yayınlanmış yirmibir kitabı bulunmaktadır. Kemal Tahir ömrünü, ölümüne yakın, tarihimizi anlamak, açıklamak ve Türk okuruna bunun önemini tanıtmak çabasına ayırmıştı. Seçtiği dönemler de bize bazı konularda özellikle günümüzü anlayabilmeyi sağlayan ip uçları vermektedir. Osmanlı tarihine damgasını vuran Osmanlının ve Anadolu Türk’ünün tarih içindeki yerini belirlemeye tanımaya ve günümüzde Türk insanının içine düşmüş olduğu dramı anlamaya yardımcı olan dönemler öncelikle Kemal Tahir'in ilgisini çekmiştir.(s.6)

Herkesin Osmalı'yı horladığı ve bunu bir marifet saydığı bir ortamda Kemal Tahir, namuslu bir Türk yazarı, düşünürü olarak: Osmanlı’nın bilinmezden gelinemeyeceği gerçeği yönünde -tek başına da olsa- yılmak nedir bilmeyen bir çabaya girişmek için bir an bile duraksamadı. Kemal Tahir'in Osmanlıya ilgisini romanlarına da yansıtmaması düşünülemez. Kemal Tahir'in Osmanlı'yı -Batıcılaşma açmazından önce- kendi yapısı ve siyasetiyle el alan iki önemli çalışması bulunmaktadır. Bunlar "Devlet Ana" ve "Topal Kasırga"dır (s 6-7)

Anadolu halkı devletten yanadır ama devletin, devlet otoritesini haiz olduğu sürece... Yani güçlü, savunucu, güvenilir devletten yanadır bu halk... (40)

Anadolu halkı gerek kumarbaz, gerek avanak, gerek güçsüz devlet adamlarını kat'iyen tutmaz. (s 40-41)

Tarihte de benzeri yitmiş uygarlıklar gibi çok rezil bir uygarlık olan Batı uygarlığı da yitip gidecektir.(27)

Timur, -yetişmesi bakımından çarık hırsızı olduğu için- Batılı efendilerine o büyük ihanetleri meyhane miçosu karşılığında yapmış, kendisine ise dünyada -dağlar gibi insan ölülerinin leşlerini örten- bir garib kümbetten başka hiçbir şey kalmamıştır. (23)

Timur'un önemi, yaptıkları ile değil yaptıklarından sonra olup bitenler bilinmelidir. Bu olup bitenler Batının, Doğuyu sömürmesini sağlamıştır. (s.34)

Tarihle uğraşmak kendisine saygısı olan bütün yazarlar ve düşünürler için bir ödevdir. Ancak bu sayede bir çok madrabaz'ın büyük bir utanmazlıklarla inceleme gibi ileri sürdükleri yalanları tanıma keyfiyeti elde edilir ( s 26)

Batılılaşma çetin bir sorundur ama,bizim için her yanı didiklenmiş tanıdık bir sorundur. Batılılık dünyayı sömürme olayının adıdır.(s 26)

Bilal SÜRGEÇ
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.