Mecliste içki ve kumar yasağı tartışması

Mecliste içki ve kumar yasağı tartışması

Sunan Bilal SÜRGEÇ
BURHA­NETTİN ONAT (Antalya) — Muhterem arka­daşlarım, asil ve ahlâki bir endişe ile Hikmet Bayur arkadaşımızın bu talih oyunları mevzuunda vâki beyanlarını hürmetle telâkki etmemeye imkân yoktur. Hakikaten arkadaşlar, kumar ilk çağlardan beri beşeriyete musallat olmuş en büyük belâlardan biridir. Hattâ bugün tavlada kullanılan zarların Zerdüşt zamanında bile kullanıldığı tahakkuk .etmiş bir keyfiyettir. Kumar mezmumdur, kumar haramdır. Ama her şeye rağmen rakının da, içkinin de haram olduğu halde içildiği gibi, kumar da mezmum olduğu halde oynanmaktadır.

Bir zamanlar Fransa'da kumar şiddetle menedilmiş, gayet ağır müeyyideler konmuş ve polis hafiyeleri malûm ve meşhur kumarbazların hemen peşine düşmüşler. Derhal yakalıyacaklar, icraata bağlıyacaklar. Bakıyorlar o kumarbaz­lardan bir ikisi kolkola girmiş, sadece sokakları dolaşıyorlar, arasıra da birbirlerine para verdikleri anlaşılıyor. Zabıta müdürü bakıyor, işin içinden çıkamıyor. Polis müdürü içlerinden ikisini çağırıyor, kendilerinin kumar oynadıklarına kaani olduğunu, ama nasıl oynadıklarını öğrenmek istediğini, doğrusunu söylerlerse kendilerine bir şey yapmayacağını temin ediyor. Teminat aldık­tan sonra kumarbazlar diyorlar ki, caddeleri dolaşıyoruz, arasıra da köşe başlarında duruyor gelen geçen arabaların numarasına kumar oynuyoruz diyorlar. Türkiye'de kumar kanunen memnudur, oynanmıyor mu ? Oynanıyor diye bunu bir kanuni bir müeyyide ile kanunlaştırmak doğru mudur, değil midir? Eğer biz kanunla Türkiye'de alelıtlak kumar oynamayı mubah gösteriyorsak haklısınız. Fakat muhterem arkadaşlar, gelen turist, bir hiristiyan dahi olsa, gündüzün gidip Meryem Ana*nın kabrini veya ikametgâ­hını ziyaret ettikten sonra sabaha kadar vaktini İncil okumakla geçirmez. Eğlenecek, vakit geçi­recek bir yer arar. Sonra; tâli' oyunu deniyor. Hikmet Bayur arkadaşımız tâli' oyunu denince bunu bakara, rulet ve şimendifer oyunları olarak kabul ediyor. Poker, bilmem vidosu 100 liraya kadar, Allah göstermesin, bezik tâli' oyunu ve kumar sayılmaz mı? Nasıl ayıracaksınız, birini ömründen? Biz yepyeni bir şey getiriyor, icadediyor değiliz, Avrupa'nın turistik bölgelerinde yer yer tâli' oyunları oynanan memleketler vardır. Artık hatları, prensipleri, tatbik şekilleri yüzde yüz bir vuzuhla belirmiş olan turizm endüstrisinin bâzı şartları arasında buna da, bütün dünyanın kabul ettiği gibi, birtakım şartlar koyarak yer verilmiştir. Her hangi bir otelde; (Bakınız her hangi , bir yer değil, buna dikkat buyurunuz) Basın -Yayın ve Turizm Vekâletinin göstereceği lü zum üzerine, deniyor ki, bu birinci kontrol; İkincisi İcra Vekilleri Heyetince tâyin edile; cek yerlerde, denilmektedir. Şimdi, kumara müsaade vermekle, iki büyük süzgeçten geçme-sinin farkı olması lâzımgelir! Hükümet lâyihasında «Ecnebi tebaaya mah-, sus, ecnebi pasaportunu hâmil olanlar» tâbiri i vardır. Komisyon ecnebi tebaadan olanlara münhasır kılmayı kaldırmak suretiyle buna bir supleks verdi. Şunu düşündük; bir yer tasav-! vur ediniz ki, Basın - Yayın ve Turizm Vekâ-I leti, İcra Vekilleri Heyeti muvafık görmüş ve ancak ecnebi pasaportunu haiz olmak şartiyle talih oyunları oynanır denmiş. Masa başına oturmuşlar, oynuyorlar. O esnada hangisi ec­nebi pasaportunu haiz? Yeknazarda bunu ayırmaya imkân var mı? Olmadığına göre gelip orada bir baskın yapıp, çıkarın bakayım pasa­portlarınızı, siz ecnebi tebaasımısınız demek bâzı alâkalı mercilerin hakkı mı, değil mi? Böyle bir tazyik bütün bir düzeni bir anda ta­rumar edebilir. Bunun için böyle düşündük, bir suples vermek üzere ecnebi tebaası kaydını kaldırmış bulunuyoruz. Muhterem arkadaşlar, eğer memlekette tu­rizm endüstrisi teşekkül edecekse bizde telâkki böyledir, şöyle olsun, böyle olsun, diye değil, dünyada mevcut umumi hükümlere ve teamüllere göre tatbik etmek mevkiinde olduğumuzu zannediyorum. Gene takdir Yüksek He­yetinizindir.

HİKMET BAYUR (Manisa) —
Burada talih oyunu deniyor, turist celbi maksadiyle konmuştur ama burası meselâ briç oyna­nacak değildir. Bakara, rulet, şiimendifercidir. Bu oyunların hiç birisi zekâya ve marifete bibmaz, mütemadiyen döner ve para yer, birçok facialara yol açar. Montekarlo'da deniz kenarında büyük kayalıklar vardır. Bu gibi yıkıma^ uğrıyanlar oradan denize kendilerini atmasınlar di­ye nöbetçiler bekler. Biz bu işi (İçki ve kumarı serbest bırakma) bu memlekete ikinci defa sokmıyalım. Bir defa tecrübe ettik, kaldırdık. Bir gün bunu da kaldıracağız, fakat birçok facia olacak, bize la­net edilecek, Göreceksiniz, nereden bunu! başımıza getirdiniz diyecekler. Birçok âileler, ocak­lar sönecek, bâzı facialara duçar olacaklardır. Sonra, yabancı, yerli deniyor. Bu farkı! encümen kaldırmış, fakat kaldırmamış olsa daha yine riayet olunmuyor. Tecrübe için, evvelâ muraıkabe edenler, belediyeden, şuradan buradaft bâzı kimseler gelecek, oynıyacaklar, sonra başkaları gelecek v.s. Bu oyunlar turist çeker deniyor. Yanlıştır. Bir yere meselâ, on bin turist gelse; bunlardan 100 tanesi bile bu oyuna gitmez. Bi­naenaleyh bundan fiilî kâr çok azdır, vazgeçelim. Bir örnek var; bir iki ay evvel bir spor- toto çıkardık. Bunun için burada söylenen ne idi? Gaye nedir? Mazbut kılmaktı. Ne oldu? Hep yer de dükkânlar açılmış ve her kes buralara gidiyor; ilkokul çocuklarına kadar herkes kumar zevkini tadıy...

Sunan Bilal SÜRGEÇ
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.