· ...New York seferi
· ...New York seferi (*)
Alişan HAYIRLI (ABD Gezi Notları'ndan)

...Artık New York’a gitme zamanı gelmişti. Amerika’ya geldiğim günkü heyecanın bir benzerini New York ziyareti öncesinde fazlasıyla duymaya başlamıştım.
Boşnak çocukları Philadelphia’ya gezmidirmek için gelen Muhsin Turcihan ve Mehmet Sayan’ı da yanımıza alarak birlikte New York’a hareket ettik.
(Muharrem’in Amerika’daki en yakın arkadaşlarından Mehmet Sayan gerçekten de bilgili ve kültürlü bir çocuktu. Mardinli Mehmet Sayan’la yolculuk boyunca Türkiye siyaseti üzerine sohbet ettik. Erdoğan ve Açılım üzerine orijinal fikirleri vardı. Belli ki kendini yetiştirmiş ve çok okuyan bir kişiydi. Mardinli Mehmet ile tanıştığıma çok sevinmiştim.)
Muharrem, “Sol tarafa bak, New York ışıltılar ve devasa gökdelenleriyle görüldü” deyince heyecanım daha da arttı. Dünyanın en büyük ve en güzel şehirlerinden biri olan bir yeri ilk defa görmenin o muhteşem hazzıyla kafamı çevirdim.
Bunun gerçekliği karşısında şüpheye düştüm. Filmlerde izlediğim New York burası mıydı?
Gerçekten ben Amerika’da ve şimdi New York’ta mıydım? Birisi daha dürtmeli ve bunun bir hayal olduğunu söylemeliydi.
Ama tabi bu heyecanımı asla yanımda oturanlara hissettirmedim. Sanki Elazığ’a gidiyormuş pozuyla hareket ediyordum. Ha Elazığ ha New York ne fark ederdi. Hatta Elazığ daha güzel değil miydi buradan… En azından Elazığ doğaldı. Yapma bir şehir değildi.
Her neyse gece yarısı New York’un göbeğinden içeri girdik. Vakit geçti ve eve gidip dinlenmek gerekiyordu. Yarın koca bir gün bizi bekliyordu.
Ev demişken burada bize New York’ta evini açan ve bizi gece yarısı saat 02.00 ‘ye kadar New York’u gezdiren Muhsin Turcihan’a çok teşekkür etmek gerekiyor. Devlet bursuyla Columbia Üniversitesinde okuyordu. Zehir gibi çocuktu. Efendi, terbiyeli, candan, mütevazı, dürüst, imanlı, akıllı ve fedakârdı. Güvenilir bir çocuktu. Arkadaş canlısıydı. Kendisini tanıdığıma çok memnun oldum. Artık Amerika’da Muharrem Atalan ve Muhsin gibi dostlarım vardı. Pırıl pırıl gençlerle tanışmıştım.
Ertesi günü kendimizi New York caddelerinde bulduk. Özgürlük heykeli, Empire State, Times Square, Wall Street, Brooklyn, Broadway başta olmak üzere bütün ünlü yerlerini gezme imkânımız yoldu.
Burada Rahmetli Said Çekmegil’in torunlarından Kemal Birtek bizim gezimize eşlik etti. Akşamüzeri hemen Times Square’nin yanındaki ünlü bir Türk lokantasında bize akşam yemeği ikram etti.
Muharrem, Muhsin, Mehmet Sayan, Kemal ve ben… Gece saat 02.00 ye kadar New York’ta gezip dolaştık. Artık ayağımızda bir adım atacak takat kalmamıştı. Kendimizi metroya zorla kavuşturabilmiştik.
Muhsin’in evinin hemen karşısında bir de Boşnak Camisi vardı. Zaten bu bölge Müslüman Boşnakların yaşadığı bir yer olarak tanınıyordu.
Ertesi günü otobüsle tekrar Philadelphia’ya dönüş yaptık. Bir gün sonra Washington seferi vardı. Ama onun öncesinde Amerika’da çalışan Giresunlu bir Türk’ün evine misafir olduk. 10 yıldır burada çalışıyor ve yaşıyordu, ailesiyle ile birlikte… Güzel bir evi vardı. Türk yemekleri eşliğinde çok güzel bir akşam geçirdik. Giresunlu Zeki Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum.
· Papaz Müslüman Robert
Muharrem, beni Philadelphia’da sürpriz bir yere daha götürdü. Bu şehirde uzun yıllar papazlık yapan ve sonradan Müslüman olduğu söylenen Alman asıllı bir Amerikalı… Robert. 5 Türk öğrenci ve işçi ile birlikte kalıyordu. Robert Müslüman olmuş ama hala kafasında soru işaretleri varmış. Muharrem ve arkadaşları Robert üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar, taki o soru işaretleri kafasından çıkana kadar.
Robert’le uzun uzun siyaset ve Amerikan hayatı üzerine sohbet ettik. Şen şakrak ve esprili birisi idi. Oturduğu evde hala İsa’nın ve Hıristiyanlığıın tabloları vardı...
(*) Alişan HAYIRLI kardeşimizin gönderdiği "Amerika Gezi Notları"ndan bir bölüm...
(diğer bölümleri de kısım kısım yayınlamak üzere inş. Editör)
Bütün resimler:
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.