...ARTIK KERTENKELELER DEĞİL,ÇAMLAR OYNUYOR

KAYALAR ARASINDA ARTIK KERTENKELELER DEĞİL,ÇAMLAR OYNUYOR

Ercan ARSLANER
1957-!960’lı yıllarda yolum Amasya’dan geçerdi. Bir zamanlar Ferhat’ın Şirin için kestiği kayaların arasından akan sular da kaybolmuş artık.Şimdi en dikkat çeken şey kaya kenarlarında belki asırlardır kaybolmayan çizgilerdir. Bir şehzadeler şehri olan bu güzel şehirde yükselme devrinden kalan camiler halen eski güzelliğini koruyor. Keşke şehzadelerin okuduğu kitaplar da korunmuş olsaydı şimdiye kadar.Kaya arasındaki düzlüklerde meyve ağaçları yok değildi bir zamanlar. Kral mezarlarının çevreleri sanki traş edilmiş gibi yeşilliklerden yoksundu.
Yıllardan sonra Bahçelievler mahallesinde bir evin balkonunda otururken karşımdaki tepe etekleri dikkatimi çekti. Daha önceleri üzerinde hiçbir yeşilliği olmayan kayaların aralarından çam ağaçları yükselmiştir. Neredeyse kayalar görünmez olmuştu. Çamlar ,hafif bir rüzgar esse bile sanki birbirleriyle konuşuyorlar.Yanımdakilere bu fidanların hikâyesini sordum. Bir orman müdürü diktirmiş bu fidanları.Artık yetişen bu çamlar kayalar arasında fidan büyütmeye tam bir örnek olmuştu.
Yine yıllar sonra oraya düştü yolum. Şehrin batısına düşen bu çam ormanları üzerine izlenimlerimi anlattım yanımdakilere. Onlardan biri “Oradaki ağaçların arasına gitseniz kokularına dayanamazsın” dedi.
Tam kuzeydeki tepe etekleri dikkatimi çekti. Onların üzerinde kaya yoktu. Her yerinde yemyeşil bitki görüntüleri vardı. İnsanı ister istemez o tepe eteklerinde oraya yıllar önce dikilen çam ağaçlarını hayal ediyor. Çünkü tepe üzerinde kayalıklar değil, bir toprak yığını görünüyordu. İnsan ister istemez o tepe eteklerinde de oraya yıllar önce dikilen çam ağaçlarının güzelliğini hayal ediyor. Çünkü batı tepelerine dikilen çamlar oraya dikilmemişti. Şimdi oraya da fedakâr bir müdürün gelmesi özleniyor.
Gönül isterdi ki Amasya tepelerinin her yerine yıllar öncesinden çam fidanları dikilmiş olsaydı. Bu güzelliğe doyum olur muydu?Afganistan tepelerindeki heybet Amasya tepelerinde de vardır. Bunun için biraz yukarılara çıkmalı ve çevredeki tepelere bakmalısınız.
Karşıdaki çamlardan gözlerini ayıramayanlar “Bu yeşilliğe bütün yurdumuzun ihtiyacı var” diyebilir muhakkak. Her yerdeki bu ihtiyaç Ankara-Konya arasında ve bütün Anadolu’da bir orman müdürünü, belediye başkanı ve vali beyleri bekliyor.
Anadolu’da orman hayalleri kuranlar Evliya Çelebiye kadar giderler. Çünkü onun zamanında İstanbul’a gidenler hep ağaç gölgeleri altında yürürlermiş.
Amasya’nın çıplak tepelerini ağaçlandıran orman müdürlerinin anısına bir anıt yapılmamışsa bunu hatırlatmak bana düştü. Elbet aynı hatırlatma eseri Malatya’da ve bütün Türkiye’de yapılmalı. Duyduğumuza göre Malatya Sayın Valisi çok hızlı bir şekilde şehri çevreleyen dağ tepelerini yeşillendirme hevesine düşmüştür. Durum öyle gösteriyor ki yetkileri yanında beyinleri büyük olanlar hacimli işler yapabiliyor. Bir ormanın faydalı boyutları saymakla bitmez. Onun alt yapısını önceden hazırlayanlar ağaçların büyümesini de garanti etmiş olurlar. Çünkü her orman yangınına karşı hortumla söndürme işleri hazır olmalıdır.
Sayın valim ve belediye başkanım vaktinizi aldım. Güzel çığırların devamı da bir zafer kazanmak gibidir. Sizlerin zaferini şimdiden tebriklerimle haddim olmadan kutlar, müstakbel çalışmalarınızda sonsuz başarılar dilerim.GAP Müdürü Sayın Sadreddin Bey Amasyalı’dır ve yazımızın amacını en iyi anlayanlardan olmalıdır.
Şair ne güzel söylemiş: “Bir canlı izin varsa yeryüzünde/ o hiç silinmez.”
Ercan ARSLANER
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.