ÇEVRE SORUNU
ÇEVRE SORUNU
M. Selami ÇEKMEGİL
Bugün çevre kirliliği önlenememektedir. Takriben yüzde sekseniyle fertlerimizin çevre kirliliğinin vahametini hissetmiş olmasına rağmen toplum olarak çevreyi kirletmek önlenemez bir hayat felsefesi olmuştur. Mesela, birkaç yıl önce Haliç’i temizleyerek gözleri gibi mavi yapmayı hedef alan çevreci bir politika, ünlü ve nüfuzlu kişilerin kooperatif yapılarıyla o güzelim Boğaz yamaçlarının betonlaşmaya açılmasının önünü kesmemiş, yeşil renginin griye boyanması tehlikesinden geri durmamış ve buna rağmen toplumumuzdan önemli bir tepki de görmemiştir. Yine bunun gibi, köyünde ve kentinde barınma imkanları yok edilen muzdarip, barınaksız göçmen halkımıza sağlıklı konut üretmeksizin gecekonduculuğa müsamaha ederek, tabiatın betonlaşmasını önlemeyen kötürüm sosyal politikalar İstanbul’a egemen kılınabilmiştir. Anadolu’nun geniş, kıraç ve verimsiz, ama israf edilen kamusal paralarla altyapı yatırımlarına yönelerek ucuz ulaşıma açılabilecek bölgelerine sanayi tesisleri kurmaktan kaçınan, örneğin Güneydoğu ve Doğu Anadolu için aldıkları denetimsiz teşviklerle münbit ve doğurgan sahalarımıza filtresiz sanayi tesisleri kuran fabrikatörlerimiz; Marmara’yı, İzmit Körfezi’ni ve nehirleri kirleterek balıkları imha eden sanayicilerimiz; Tokat ilimizin kenarındaki eski meyve bahçelerini tahrip ederek Yeşilırmağı çamur rengine bulayan yatırımcılarımız, siyaset hayatımıza bir anlamda yön vermeye, güzelim sahillerimizi yağmalamaya ve betonlaştırmaya devam edebilmekte, ormanlarımızı tahrip edebilmekte ve daha dün denecek zaman kadar İstanbul’a sanayi yatırım teşvikleri veren siyasetçilerimizle ülkeyi kaosa sürükleyebilmişlerdir.
Oysa ki çevre güzellikleri de insan fikriyatı gibi bir Tanrı vergisidir; bir nimettir. Nimeti inkar etmek, onu örtmek, Allah’ın verdiklerine küfrü itiyat etmek ve hayat prensibi haline getirmek nankörlüktür; felsefi bağlamda emniyeti suistimaldir; bir suçtur.
Bu suçu işleyen toplumlar büyük toplumsal cezalara mahkum olurlar. İnsanın tabii fikrini öldürerek beynini yanlışa şartlandıranlara elim bir ceza olur da, en az yirmi yıl emekten sonra verime geçen o güzelim zeytin bahçelerini yok ederek beton yığını haline getiren toplumların cezası olmaz mı? Onlar da Allah’ın nimetlerine inkarla sırt çevirmemişler midir? Onlar da Allah’ın yasalarını bozmuş olmuyorlar mı?
Kanaatimce onların cezası da elim ve acıdır, elim ve acı olacaktır. Bir insanı katletmek vahim bir suç olarak algılanırken, milyonlarca insanın hayat damarlarını kurutanlar ikbal ve itibar mevkilerini işgal ediyorlarsa, bu sapkınlığın sahibi toplumların cezasız kalacağını sanmıyorum. Zira, zerre kadar iyiliğin de, zerre kadar kötülüğün de kaybolmayacağı, kısa veya uzun vadede karşılık göreceği kanısındayım.
Ama bilmeliyiz ki bu suçu en çok sanayileşmiş büyük ülkeler işlemekte ve sanki Allah’ı kandıracakmış gibi zavallı gelişmemiş ülkelere bir tehdit unsuru olarak kullanmaktadırlar…
Fertler hesabını ahirette verecek, cezasını ahirette çekecektir. Toplumların cezası ise – onlara toplum olarak ahiret hayatı olmadığı için- buradadır, bu cezayı burada yaşayacaklardır. Bu ceza; heyelandır, çığdır, seldir, depremdir, enflasyondur, kıtlıktır, yokluktur; toprağın erozyonudur...
Bu yazı Raci Durcan Kardeşimizin sayfamızdaki son yazısı Bedava Sonsuz Enerji Ve Yeni Dünya Düzeni ile bir bütün olarak algılanmalı ve onunla birlikte anlamlandırılmalıdır diye düşünüyorum…
M. Selami ÇEKMEGİL
Sayın Kriter,
sayfanız çok bayatladı; yeni bir şey yok mu?
ESRA
Hümeyra kimdir? ben tanıyomuyum? :?
Dikkatinize...
Yazının son satırında sözü edilen "Bedava Sonsuz Enerji Ve Yeni Dünya Düzeni" başlıklı yazıyı bulamadım. Acaba bu ifadeyle, Raci beyin "Yeni Enerji Kaynakları Ve Yeni Dünya Düzeni" başlıklı yazısı mı kastediliyor?
Esra bu şiiri senin yazdığına inanamıyorum. O kadar ustacaki...
hümeyra
esranın şiiri cok güzel gercekten tebrık ederim
imza
Selami Çekmegil
Teşekkür
Bana destek veren Esra'ya teşekkür; Çevre temizliğinin önemini benden çok daha iyi işlemiş şiirinde... Aferin Esra...
ÇEVREMİZ
ÇEVREMİZ ESRA DURCAN Bu bizim çevremiz; Bu pislettiğimiz çevre , Bu tükürdüğümüz yerler, Bizim çevremiz. Bu doğayı, bu çevreyi, Temiz tutalım ki, Yarına güzel bir yaşam bırakalım. Bu bizim çevremiz. Bu çevre çocuklarımızın, Bu çevre bizim. Bu çevreyi temiz tutalım ki, Kalplerimizde temiz olsun. Yaşlandığımızda ölürken, Rahat yatalım, Temiz bir çevrede yatmayı; Kim istemez ki ? Esra DURCAN