GÜNEYDOĞU KONUSUNDA Sn.BAŞBAKANA...

GÜNEYDOĞUDA GELİNEN AŞAMADA, SAYIN BAŞBAKANA CİDDİ BİR DOST UYARISI

Mehmet YAMAN

Gerek yazılı ve görsel basından, gerek sosyal medyadan ve gerekse, mahalli irtibatlarımız nedeniyle yöresel haber kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgilerle, Güneydoğu bölgemizde bazı ciddi gelişmelerin vuku bulduğunu ve bu ciddi gelişmelere karşı, hiç zaman kaybetmeksizin, acil tedbirler alınmak zorunluluğunun ortaya çıktığını görüyoruz.

Bir zamanlar bizim de içinde sayıldığımız ve “şer ekseni” olarak nitelendirilen devletlerin, gecikmelerle de olsa başına getirilen felaketler ve bizimle ilgili olarak oynanan, usulararası kaynaklı ve iç hain şebekeler işbirliğiyle yapılan hainane oyunlar, her birerimizi ciddi ciddi düşünmeye, bu ülkeye, bu millete, bu milletin inanç ve felsefesine, milli birlik ve beraberliğe inanan insanlarımızın, mevkii ve makamı ne olursa olsun, kendi şahsi menfaat ve ihtirasları üzerine çıkarak, sulh ve sükun içinde yaşadığımız bu aziz vatanımızın, düşman atlılarının oyundan oyuna koştukları bir arena olmaktan kurtarılması çabasında, elini taşın altına koyması ve iktidarın da eli taşın altında olan halkımızın ve insanlarımızın her değerlendirmesini, tepeden ve itici bir tarzda değil ama, mütevazi ve halkla özdeşleşmiş bir yönetim olarak, şefkatle ve ilgiyle alıp değerlendirmesi gereklidir.

Şu çok önemli bir kaidedir ki, gerek fertler arası, gerek teşkilatlar arası ve gerekse devletlerarası anlaşmalarda, güçlü olan taraf kazanır. Bu güç, gövde gücü değil, akıl ve feriset gücü, pozisyonları en uygun bir biçimde değerlendirebilme yeteneğinin gücüdür.

Tabiidir ki, uluslararası destekli olan ve maalesef şunca ikazlarımıza rağmen, zat-ı alilerinizin bile, “örgüt” deyimi kullanarak, meşru ve halkın hoşgörüsüne müteveccih bir psikolojik atmosfer kazanımını sağlayan, “PKK Cinayet Şebekesi” ile iktidarımızın temsilcilerinin yaptıkları sözleşmelerin içeriğinden, birbirinize verdiğiniz taahhütlerden, ciddi boyutlarıyla bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bu da süreci içinde, tabii görülmelidir. Ancak sağdan-soldan edindiğimiz bilgi kırıntıları ve basın ile sosyal medya ve mahallinde yapılan uygulama sonuçları ile, gelinen nokta, hepimizi ciddi ciddi üzüntülere gark etmektedir.

Sırça köşklerden yapılan yorumlarla, mahallinde yaşananlar, birbiriyle çoğu zaman çelişkili bulunmakta ve bireysel baza inildiğinde ise, mahalli istihbarat elemanlarımız da, çaresiz ve günü kurtarma politikalarına uygun faaliyetleri yapmaktadırlar. Hatta öyle ki, bazen en güvendiğimiz kişilerden bile, yeterli ve gerçeklere dayalı istihbaratı alamamaktayız.

Uluslararası ilişkilerimizde gelinen nokta malum olmakla birlikte, o konuda, geçmişte beyan ettiklerimiz dışında her hangi bir fikir ileri sürmeksizin ki, maalesef ta başta yazdığımız gerçekleşti, içimizdeki ihanet odaklarına yönelimde, fazla geç kalınmaksızın, ciddi adımlar atılması gerektiği zorunluluğunu ifade etmeme, lütfen müsaade ediniz. Bunlar, düşman ve aykırı politika sahibi bulunan birisinin değil, bir dostun acı serzenişleridir.

Kamuoyuna masumane bir biçimde duyurulan, yapılan “kalekol” ile, asayiş ve ulaşım gibi stratejik tesislerin imalatçıları, müteahhitleri işlerini bırakmak zorunda kalıyorlarsa, bunların gerisinde bulunan, oraların fiili olarak işgal edildiğini, oralarda bulunan pek çok kamu görevlilerinin, illegal örgütlerce, görevlerinden men edilip, sadece maaş alarak, ağızlarını tutmaları talimatlarına uydurulduklarını, birtakım korucu noktalarında, gündüz Türk Bayrağı çekilip, aynı yere, gece PKK ambleminin asıldığını, bir takım alanların işgal altında tutulup, güvenlik güçlerimizin dahi giremediğini ve PKK amblemlerinin sallandırıldığını, artık görmemiz gereklidir.

Selahattin Demirtaş’ın basına yansıdığı kadarıyla “oralar Kürdistan’dır, oralarda devletin gücü yoktur, orada örgütün bağımsız hakimiyeti vardır” vs. tarzlı ifadeleri, “EY AYMAZLAR! UYANIN VATAN ELDEN GİDİYOR” anlamına gelmiyorsa, ne anlama geliyor acaba?..Heyhat!...

Bir taraftan, bu yumuşamadan cesaretle eski yurtlarına dönen, tarla-tapanına sahip çıkmaya çalışan, ev-barkını düzene sokmaya çalışan, dağ-taşlarda serbestçe gezip dolaşanlara karşı, kurulan baskılar ve adeta halkımızın korumasız, can-mal derdi ile baş başa kalması, ciddi bir sıkıntının ayak işaretleridir. Lice’de kendilerine kesilen haracın ödenmemesinden dolayı, dağdan inen iki terörist tarafından taranıp öldürülen aile fertleri olayı daha yenidir.

Mahallinden aldığımız bilgilere göre, mal kavgası değil, yavaş yavaş dirilip doğrularak, başkaldırmaya çalışan milli değerlere bağlı bir ailenin, kötü ve örnek bir biçimde cezalandırılmasıdır ki, mevcut mevzuat ölçülerindeki takiple, hiçbir etkili ve caydırıcı sonuç alınamayacaktır, bu konuda.

Bir taraftan yalancı bahar gibi görülen sulh ortamından cesaretle, yurduna ve hakkına sahip çıkma gayretiyle ayağa kalkmaya çalışan aileler, diğer taraftan da, bu aileleri acımasızca cezalandıran, ensesinden namluları hiç indirmeyen örgüt değil, hain PKK’lılar… Bu halkı, bu hainlerin kıskacından kurtarmak gereklidir. Devlet gücü her an ve her biçimde onların yanında olmalıdır ki, kendilerini güvende hissetsinler. Bu hainlere karşı ciddi tepkilerini koysunlar. Ora halkı bunu bekliyor… Artık onlar da, bu hainlerden bıkmışlar ama, çaresiz ve güçsüz hissediyorlar, kendilerini.

Mevzuatta ciddi ve inkılapsal değişiklikler yapılıp, inançlı, bilgili, şahsiyetli ve atik kamu görevlilerinin, oralarda at koşturmasını, halkla iç içe olup, onlarla beraber yatıp kalkmalarını temin eden, aktif bir politikaya acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Dağlar, gece-gündüz, özel harekatçı dinamik ve inançlı yavrularımızla dopdolu olmalıdır. Geçmişte onların korktuğu tek şey, özel harekattı ki,özel harekatçılarımız gece-gündüz dağlardan inmiyorlardı.

Bu nedenle yeni oluşan koalisyon hükümetine, ilk görev olarak, özel harekatı dağıttırttılar ve merkeze çektirdiler…

Sayın başbakanımız, lütfen etrafınızdakilere de dikkat ederek, ülkemizin birliğini güçlü bir biçimde sağlama yolunda yaptığınız bu çalışmalarınızda, daha bilinçli, daha verimli ve kısa zamanda çözüme yönelik tedbirler üzerinde durunuz.

Daha fazla mahalli kanın dökülmesinin ayak izlerini takiple, tarihe geçecek başarılarınıza başarılar ekleyiniz. O zaman millet de, hepten sizinle olacaktır, Allah’ın izniyle…

Bu vadide başarılı ve etkin çalışmalar dileklerimle…

Saygılar…

03.09.2013 Mehmet Yaman

Araştırmacı-Hukukçu

Mehmet YAMAN
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.