İHTİYACIMIZ Darbeleri değil HAKLARI SAVUNAN BİR SİVİL TOPLUMA
İHTİYACIMIZ RENKLİ DARBELERİN UŞAĞI DEĞİL,
HALKININ HAKLARININ SAVUNUCUSU
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE...

Emre TOKDEMİR(*)
Sivil toplum örgütlerinin amaçları, idealleri, düşünceleri, anlamları, farklılıkları konusunda olması gerekenin hangisi olduğu bence önemli bir sorundur. Çünkü bir ülkenin Demokrasiyi özümseyebilmesi için gerekli olan sivil toplum örgütleri gerçek Demokrasinin en önemli unsurlarından bir tanesidir. Ayrıca çağdaş Demokrasinin varlık teminatı niteliğindedir de bunlar…Dolayısıyla sivil toplum örgütlerini
HALKININ HAKLARININ SAVUNUCUSU
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE...

Emre TOKDEMİR(*)
Sivil toplum örgütlerinin amaçları, idealleri, düşünceleri, anlamları, farklılıkları konusunda olması gerekenin hangisi olduğu bence önemli bir sorundur. Çünkü bir ülkenin Demokrasiyi özümseyebilmesi için gerekli olan sivil toplum örgütleri gerçek Demokrasinin en önemli unsurlarından bir tanesidir. Ayrıca çağdaş Demokrasinin varlık teminatı niteliğindedir de bunlar…Dolayısıyla sivil toplum örgütlerini
Demokrasiye tamamen ters, halk ayaklanması, darbe gibi kavramlarla özdeşleştiremeyiz. Yani Sivil toplum örgütleri, emperyalist ülkelerin maşası, kendilerine bu ülkelerden oluk oluk akan para ile ülkede halk ayaklanması çıkarıp istikrarsızlığı, kaosu isteyen, demokrasiyi baltalayıp halk desteğiyle seçilmiş insanlara türlü bahanelerle ülkeyi dar eden örgütler olmadığı gibi işsizliği protesto etmek amacıyla toplanıp işyerlerinin camını taşlayan, ateşe veren; orada çalışıp suçu günahı olmayan insanların ekmeğiyle oynayan, sonuç olarak çözüm aramayan, çözümsüzlük peşinde koşan örgütler hiç değildir. Gerçek manada Sivil toplum örgütleri, olması gerektiği gibi, Demokrasinin temel taşlarından biri olan devletten tümüyle bağımsız, görevi devleti kontrol etmek olan, gerektiğinde sesini çağın gereklerine uygun uygulamalarla medeni bir biçimde -çoğulcu ve katılımcı bir yol izleyerek- duyuran kuruluşlardır…
Ne yazıktır ki 21.yy nimetlerinden kabul edilmesi gereken özgür düşüncenin had safhaya ulaştığı; yönetenlere yanlış düşündüklerini söyleyebildiğin, yönetenleri denetleyip yönlendirebildiğin bir ortam yaratabilen sivil toplum örgütleri dünyanın birçok yerinde bozulmaya uğramışlardır.
Ukrayna, Kırgızistan, Gürcistan’daki halk hareketlerinin arkasından ABD emperyalizminin tüm desteğini verdiği sivil toplum örgütlerinin çeşitli söylemlerle halka zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Ve aslında otoriter rejime karşı demokrasiyi savunması gerekenler, güç, baskı ve şiddetle, sözde demokrasiyi tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir.
Ukrayna, Kırgızistan, Gürcistan’daki halk hareketlerinin arkasından ABD emperyalizminin tüm desteğini verdiği sivil toplum örgütlerinin çeşitli söylemlerle halka zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Ve aslında otoriter rejime karşı demokrasiyi savunması gerekenler, güç, baskı ve şiddetle, sözde demokrasiyi tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir.
Bundan korkan Rusya gibi bazı ülkeler de sivil toplum örgütlerini sıkı denetlemeye almışlardır. Ve devlet Sivil toplum örgütlerini kapatma hakkına sahip çıkmıştır. Devleti denetlemesi gereken bir kurumun devlet tarafından denetlenmesi kurumun bağımsızlığına tartışma getirir. Halkının haklarını koruması gereken kurumun bağımsız olamaması halkın sesini özgürce duyuramamasına neden olur. Bu durum da halkın bağımsız olmadığını gösterir. Dolayısıyla halkı bağımsız olmayan bir devletin bağımsızlığı da ancak sözde olur. Bu durumdaki ülkelerde bir bakarsınız ki ittifak halinde olduğu ekonomik ve stratejik değere sahip ülkelere rağmen rengarenk darbeler olmuş. Bu sebepten bozulmuş sivil toplum örgütlerini düzeltmenin başkaca bir yolu bulunmalıdır. Bu örgütleri düzeltmenin yolu ise yine kurucusu yöneticisi ve hizmet edileni olan insandan geçmektedir. Çok yerde tekrar ettiğim gibi, onlarsız bir Demokrasi olmaz. Bu nedenle bu örgütlerin demokrasi kavramını tam anlamasını sağlayarak, renkli darbelerin uşağı olmalarına izin vermeden asıl yapmaları gereken işi yapan, halkının haklarının savunucusu birer kuruluş haline getirmek: demokratik, istikrarlı, huzur ve güven dolu bir ülkede uzun yıllar yaşamak isteyen insanlar için hayati önemdedir...
(*) Anadolu Lisesi öğrencisi.
Bravo Emre Kardeşime...
Sivil Toplum Kuruluşları bir geçim kapısı veya rant kapısı olmaktan çıkarılmalı, burada yöneticilik yapanlara devletin bağlayacağı asgari geçim standardı sağlayacak düzeyde maaş dışında (namerde muhtaç olmayacak kadar) hiçbir ücret verilmemeli. Burada hizmete talip olanlar sadece Allah rızası için hizmet vermeli... Çok paraya talip olanlar başka iş yapmalılar...