NEDEN YABANCI DİL ÖĞRENEMİYORUZ?

NEDEN YABANCI DİL ÖĞRENEMİYORUZ?
Raci DURCAN
Tahsil hayatı boyunca bir gencin öğrendikleri içinde hemen işine yarayabilecek tek bilgi yabancı dildir. Okullarımızdaki eğitim; matematik dâhil olmak üzere teorik esaslıdır. Böylece pratikte elinizde hemen işinize yarayabilecek tek şey olarak yabancı dil kalır. Tabii öğrenebilmişseniz. Eğer öğrendiyseniz bunu karşılaştığınız yancılarla konuşarak hemen işe yarar hale getirmeniz mümkündür. Konuşarak bilgi almak, işletişim kurmak hemen hiç çaba gerektirmeyen bir iş sayılır. Fakat onca yıllık eğitim hayatı maalesef size bu beceriyi kazandırmaktan çok uzaktır.
Ülkemizdeki okullarda dil öğretilemediğinden yaygın şekilde şikâyet edilmektedir. Fakat bu sadece okullarda böyle değildir. Özel kurslar da başarısızdırlar. Yıllarca özel kursa devam edip yine de öğrendiğini kullanmaya çekinen insanları çevrenizde görüyorsunuzdur. Ben de bunlardan biri sayılırım. Meraklı ve özel çaba sarf eden biri olmamama rağmen yabancı dil öğrenimim asla istediğim seviyeye gelmedi. Yakın zamana kadar bu büyük bir problem teşkil etmedi. Çünkü işlerimi götürecek kadar yazabiliyor, yazılanları anlayabiliyordum. Fakat iş konuşmaya gelince problem de başlıyordu.

2-3 ay kadar önce bir Japon firması ziyaret etmek istedi. İstanbul’da buluşmak üzere randevulaştık. Bu arada bana yardımcı olabilecek birini bulmam gerekiyordu. Böyle durumlarda genellikle bir tercümandan fazlası gerekir. Kişiler arasındaki kurulacak ilişkiyi sadece kelimeler sağlamaz çünkü. Bu nedenle tanıdık birinden bunu rica ettim. Görüşme esnasında 1-2 saat kadar iyi idare ettiğimi, sonrasında başımın ağrıdığını ve giderek en iyi bildiğim cümleleri dahi kuramaz hale geldiğimi fark ettim. Bir süre sonra bu ortamda bulunup, yabancı dil konuşmak zorunda kalmak benim için eziyet haline gelmişti. Nihayet görüşme sonlandığında olayın niçin bu şekle dönüştüğünü araştırmaya karar verdim. Niçin yabancı dil öğrenemiyorduk? Bir dili kullanmak nasıl bu kadar yorucu hale geliyordu?

Yabancı dil eğitiminin sadece bizde sorun olmadığını bu araştırmamda öğrendim. Eğitimcilerinin dünya çapında yaptıkları araştırmalarda dil eğitiminde %95 gibi yüksek bir başarısızlık söz konusu olduğu söyleniyordu. Bu başarısızlığın olağan, başarının istisnai olduğunu gösteriyordu.

Dil eğitiminin dünya çapında bir sektör haline gelmesi, bu konudaki araştırmaları da hızlandırmıştı. Geleneksel gramer eğitiminin yol açtığı başarısızlık uzmanları farklı arayışlara itmiş ve yeni yöntemler denenmeye başlanmış. Bu yöntemlerin bizde de tatbik edilip edilmediğini bilmiyorum. Fakat şahsi kanaatim; yeni yöntemlerin avantajlarının oldukça fazla olduğudur.

Geleneksel yöntemin en büyük zaafı okuma-yazmaya dayanmasıdır. Yani bu eğitimin asli unsuru el ve göz olmaktadır. Hâlbuki dil; kulak ve ağızla kullanabileceğiniz bir şeydir. Göz ve elle kazanılan bir beceriyi, dinleyerek ve konuşarak kullanmaya kalkışırsanız tökezlemeniz tabii değil midir?

Bu konuda diğer önemli nokta; geleneksel eğitimin gramer öğretimine dayanmasıdır. Biz ana dilimizi konuşurken, gramer kurallarını hatırlayarak konuşmuyoruz. Bir cümleyi kurarken bu tür matematiksel formüllere başvurarak yapmıyoruz. Böylece gramer, bir iletişim arcı olan dinleme ve konuşmanın içinde tabii bir unsur olarak yer alamamaktadır. Konuşmayı bilmeyen küçük bir çocuk önce dinleyerek anlar. Sonra öğrendiği kelimeleri taklit ederek cevap vermeyi öğrenir. Sonra da okumayı ve en son yazmayı öğrenir. Geleneksel dil eğitiminde bu sıralama tam tersinedir. Başarısızlığın ana nedeni budur. Her ne kadar sonradan öğrenilen bir dilin ana dil yöntemiyle öğrenilemeyeceği iddiaları mevcutsa da, bu yöntemi kullananlar tersini iddia etmekteler.

Bizim konuşmalarımız doğal, cevaplarımız otomatiktir. Başka bir dilde bunu yapmak için kelimenin çevirisini yapmadan otomatik olarak anlaşılması gerekmektedir. Bunu da ancak o kelimeyi yeterince duyup derin öğrenerek yapabiliriz. Derin öğrenmenin kuralı tekrar etmektir. Yeni bir kelimeyi 3-5 defa duymuş olmak derin öğrenme için yeterli olmamaktadır. Bir kelimenin çeviri yapma ihtiyacı duymadan otomatik olarak anlaşılması için en az 30, bazen 50 kere tekrar edilmesi gerekiyormuş. Yeni metotlar temellerini bu nokta üzerine kurmuşlar. Daraltılmış metinleri her gün 1-2 hafta boyunca dinleyerek bir daha unutmamak üzere öğreniyorsunuz. Konular ilerledikçe öğrendiklerinizi bunun üzerine bina etmeniz mümkün oluyor. Geleneksel yöntemde ise yenilerini öğrenirken eskileri unutuyorsunuz. Yahut ön belleğe kaydolmamış bu eski bilgileri tekrar hatırlamak sizi yoruyor. Normalde insanı rahatlatması gereken konuşma, aksine bir savaşa girmiş gibi yorgun hissetmenize neden oluyor.

Bu yöntemin en büyük özelliği kolaylığından geliyor. Dinleyerek öğrenmek, bir metni alıp çalışmaktan, soruları yazarak cevaplandırmaktan çok daha kolaydır. Üstelik bir dershaneye gidip haftalarca öğretmen nezaretinde ders görmenize gerek kalmıyor. Geleneksel yöntem yorucu olduğu kadar külfetli de. Kurs ders ücretlerini düşündüğünüzde bir dil öğrenimi için neredeyse bir servet ödenmesi gerektiğini anlarsınız. Üstelik karşılığını alamadığız bir ödemedir bu.

Liseye giden oğlum benden ders kitabı almak için para istediğinde itiraz etmiş, ‘devlet veriyor ya’’ demiştim. Yabancı dil eğitim kitaplarının ücretini devlet ödemiyormuş. Bunun için benden yüklü bir para çıktığını hatırlıyorum. Devlete, telif hakları yabancı bir yayınevinde bulunan kitapları bedava dağıtma ağır gelmiş olmalı. Bu da gösteriyor ki dil eğitimi karlı bir sektör haline gelmiştir. İhtiyacınız olan şeyi yıllarca ödeme yapsanız dahi elde edemiyorsunuz. Tedavi yönteminiz size gösterilmiyor. Benim gibi yorucu bir çaba sarf etmeniz gerekebiliyor. Bunca yıl dil öğretim metotlarının yanlışlığıyla ilgili tek bir cümle dahi kulağıma gelmemiş olmasını buna bağlıyorum. Üstelik eğitim konusunda iddia sahibi bazı kişilerin çok yakınında bulunmama rağmen. Eğitim ve öğretim konusunun uzmanları Türkçede yapılan bazı imla yanlışları yerine bu konuda bilgilendirmiş olsalardı, ömür boyu kendilerine minnettarlık hissederdim.

Bu yazıyı, yöntemi kendimde deneyip sonuç aldıktan sonra yazmayı düşünüyordum. Yeni metotla öğretim yapan bir seti internetten satın aldım. Aradan iki ay geçince durumumdaki fark bariz bir şekilde ortaya çıktı. Yöntemin başarısından emin olunca daha fazla gecikmeden sizlere haber vermek istedim. Yazarlar soyut kavramlar üzerinde tartışmayı severler. Ben okuyucuya faydalı, pratik, hayatında kullanabileceği şeyler söylemeye çalışıyorum.

Şimdilik bu kadar söyleyebilirim. Konuyla ilgili teknik bir makale de yazmak mümkün tabii. Benim tarzım olmadığından onu ileri bir tarihe erteliyorum.

Raci DURCAN
suntalam
16.03.2008

setin adı ne nereden aldınız

setin adı ne nereden aldınız bizde başlayalım çalışmaya

yasinoglu
01.03.2008

Konuyu saptırmak

chan lee Kim olduğunuzu bile bilmiyorum. Neden saldırayım? Kimliksiz yazı yazmak sünnete uygun mu? Çekmegil ekolüne uygun mu? Ayrıca ya hayır söylemeli ya susmalıyız.

chan lee
26.02.2008

raci abi yazdıkların benim de zihnimde bi ışık açtı. dili dinleyerek öğrenmek demişken, itunes adında bir program sayesinde podcastlerle dil eğitimleri var. yani hangi dili öğrenmek istiyorsanız ücretsiz eğitimleri tıklıyorsunuz adamın biri başlıyor konuşmaya ;)

chan lee
26.02.2008

:D niye bu şekilde bir saldırıda bulunma ihtiyacı hissettiniz anlamadım doğrusu. kimlik sorunu olabilir veya olmayabilir, takma isim kullanırım veya kullanmam. merak ediyorsanız, kimliğimi gizleyen biri değilim sorarsanız söylerim :x ben sizin kimliğinizi teşhis ettim mesela.. biraz asabi sanırım? iyi günler

yasinoglu
25.02.2008

Ama Çinliler Türkçe öğreniyor.

Sevgili chan lee Ne güzel Türkçe öğrenmişsin. Nasıl becerdin, tebrikler. Kritere neden gerçek isimlerle yazılmıyor da takma isimlerle yazılıyor? Kimlik sorunu mu var? Herkes Raci Bey gibi kendi isimleriyle yazsınlar. Sünnete de uygun, Çekmegil ekolüne de...

chan lee
24.02.2008

yorumlar süzgeçten geçmeden direk yayınlanıyor. muhtemelen sizin göndermenizde bir hata olmuştur.

yasinoglu
23.02.2008

Kişilik sorunları mı?

[I]null[/I]Bu konuda yazdığım yorum neden yayınlanmadı?

girisim
22.02.2008

Teşekkür.

Faydalı olabildiysem sevinirim. Makale giriş niteliğinde ve konuya dikkat çekmeyi amaçlıyor. Yeterli ilgiyi görürse, dil öğrenimi için detayları ihtiva eden ikinci bir yazı hazırlarım. Teorik değil pratiğe yönelik olarak; yapılacak-yapılmayacak şeylerin listesi şeklinde hazırlayabilirim. Bu konu masaya yatırılmalı ve tartışılmalı. Hemen yapılması gereken şey; Gramer öğreniminin derhal terk edilmesidir. Kelime ezberi bırakılmalıdır. Geleneksel yöntemle dil öğrenmek mümkün değildir. Zaten milyonlarca zeki öğrenci öğrenememektedir . Suçlu asla siz-biz değiliz. Bunun için yurt dışına vs. gitmeye gerek yoktur. 100usd'ye bir set ve bir ipod sahibi olmak, günde bir saat dinlemek kafidir. Katkınız için teşekkür ederim.

dilhan
21.02.2008

Sağolun Raci bey.

Raci bey, Hep düşündüğüm bir konuya ışık tuttunuz. teşekkür ederim.

Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.