Sosyal Medya Militan Üretiyor!
Sosyal Medya Militan Üretiyor!
Raci DURCAN
Kısa zamanda popüler hale gelen ve kitlelerin bigâne kalamadığı sosyal medyanın hangi amaç için yaygınlaştırıldığı anlaşıldı: Halkı kamplara bölerek militanlaştırmak.
Siz ilkokul arkadaşınızı bulasınız diye o kadar büyük yatırımları yapar mı kapitalist dünya? İnsanın aldığı nefesten dahi para kazanmanın yolu arandığı çağımızda böyle bir şey mümkün mü?
Baştan itibaren uzak durduğum sosyal medya yolu ile haberleşmenin ucuz olduğunu fark edince uzak duramadım. Kendine özgü fikirleri olan biri için bulunmaz fırsat gibi görünüyordu. Bir yayın aracınız olmadığı halde aklınıza gelen bir düşünceyi bir anda geniş kitleler iletmek mümkündü. Kısa zamanda anladım ki, sosyal medya kullanıcısı herkes kısa zamanda bir düşünce sahibi oluyor ve kamplardan birine itekleniyor.
Masumca sosyal medyada yer alan herkes sürekli fikir bombardımanına tutuluyor. İş, okul ve akraba ve aile çevresinden tanıdıklarınızın hangi düşünce yapısında olduklarını öğreniyorsunuz. Ortaya atılan bir fikir etrafında münakaşa ederken, katılımcıların birbirine yaklaşmak yerine karşı kutuplara doğru uzaklaştıklarına şahit oldum. Mesela iş çevresinden tanıdığım bazılarının şimdiye kadar hiç görmediğim yönlerinin farkına vardım. Mezhepçi bir yaklaşımla herkesin ak dediğine kara diyebiliyor, bunu ilan edebiliyor ve karşı görüşe düşmanlığını çekinmeden deklare edebiliyorlar. Normalde iş ilişkisi çerçevesinde hiç konuşulmayacak konular, sosyal medya aracılığıyla gündeme geliyor. Karşınızdaki kişide gördüğünüz militanca tavır sizin hoş görü anlayışınızı da tırpanlıyor. Böylece semboller üzerinden konuşan kamplar, keskin çizgilerle birbirinden ayrılıyor. Biri gezi parkı derken diğeri Adeviye sembolünü gösteriyor. Beşar Esed’i desteklemek amacıyla kendi ülkesinin başbakanına hakaret etmekten çekinmiyorlar.
Kitleleri bir arada tutan otorite herhangi bir nedenle zayıflasa, bu karşıt kamptakilerin militanca birbirine saldıracakları aşikar. Bunu yaparken herkesin karşısındaki ‘ bunlar laftan anlamaz’ şeklinde değerlendireceği açıktır. Çünkü Twitter ya da facebook yoluyla kendi düşüncesini yanlış bulup karşı tarafa hak veren kimseye rastlamadım. Buna meydan vermemek için uluslararası güçler gayet kuvvetli semboller buluyorlar, oluşturuyorlar. Mısır’da binlerce insan yoktan yere katledilirken ‘ama Müslüman kardeşler de…’ diye başlayan her cümle kin ve nefretle karşılanıyor. Söyleyenin adı karşı safa kaydediliyor.
Başbakanımız iktidara geldiğinde internetin yayınlaşması için destek konuşmaları yaptı. Okullar bu işe öncülük etti. Çocuklara sadece internette bulabilecekleri ev ödevleri vererek halkı ADSL aboneliğine mahkûm ettiler. Akabinde her öğrenciye bilgisayar kampanyaları düzenlendi. Kimse sizin konforunuz için teknoloji geliştirmez! Bu iddiayı dile getiren bizim gibi insanlara gülüp geçildi. Şimdi çıktığı andan itibaren medyada reklamı eksik olmayan twitter ve facebook sayfaları militan kotarıyor. Bakan, Milletvekili ve üst düzey yöneticiler de bu sayfalara girerek halka kötü örnek oldular. Koca koca insanların twitter mesajları yayınlandı. Bu sonuçta onların da payı var. Halkınız altınızdan kayıyor. Planlı ve yaratıcı düşünce ölüyor. İnsanlar kutuplaşıyor. Halk ateşle barut gibi karşı kamplarda saf tutuyor. Bu kadar elverişli ortamı bulup kibrit çakacak biri elbet olacaktır. Bunların hepsi rasgele, plansız olarak yapılmıyor.
Yöneticilerimiz bu konuyu derhal dikkate almalı. Probleme bir çözüm yolu üretmelidirler. Bu sayfaların basit bir arkadaş bulma ve masum haberleşme siteleri olmadığı anlatılarak işe başlanabilir. Gençlerin sosyal medya aracılığıyla değil, yüz yüze görüşmesi, kaynaşmasını teşvik edici ortam sağlanmalıdır.
Oturdukları yerden bir kutu aracılığıyla halkımız içine fitne yayabilen bu odaklara bir cevabımız olmazsa, olamazsa içine düştüğümüz zilletten kurtulamayız. Onların bir projesi varsa, sizin de olmalıdır. Hep savunmada kalan bir ekip, ne kadar kuvvetli olursa olsun golü yer. Hücum yapamayan, proje üretemeyen kitle ayakta kalamaz.
Sn. Dilhan...
İşin esası itibariyle size katılmakla beraber Bir mütefekkirimizin ifadesini de sunmak istiyorum; demiş ki: "Bazen arzu fikir suretini giyer; muhteris şahıs kişisel arzuzunu fikir zanneder!... Bu hususu da gözden uzak tutumamak lazım... Saygıyla...
Sayın yazarınız sosyal medyanın zevkini almamış, ya da orada yazanlarla başa çıkamamış... Başkası onu ne için icat etmişse etmiş; siz engellenmiyorsanız bu karşı çıkış niye? Bana kalırsa düşün gücünüze güvenmiyorsunuz (daha doğrusu sayın yazar güvenmiyor)... Kanımca düşünce gücü yasaklardan değil düşüncesinin yayılmasından yanadır; yana olmalıdır... Alara