YER DEMİR GÖK BAKIR DEĞİLMİŞ

YER DEMİR GÖK BAKIR DEĞİLMİŞ

Ercan Arslaner(*)

Bazı zamanlarda insanın konumuna göre yer demir, gök bakır olur. Nereye gitseniz çaresiz kalırsınız, bir samimi ve yiğit insanla karşılaşıncaya kadar. Zaman gösterdi ki Allah’ın keremini unutmamak gerekirmiş. Ben de Ankara gibi bir yerde kapıdan kapıya çareler ararken Dr. Saadettin Bilgiç’e rastlayıncaya kadar bu mutluluğa eremedim. Meğer tüm sıkıntılar içinde bile Allah’ın keremini unutmamak gerekiyormuş.

Yıllarca verdiğiniz gayret sonucu bulunduğunuz yere ümitlerle gelirsiniz. İdeal ve ümit dolu çalışırken uzunboylu, düşük suratlı insanlar sinsi bakışlarıyla niyetlerini belli ederken yerinizden kaydırılırsınız.

Öğretmen Okulu edebiyatöğretmeliğinden bir Ortaokula veriliyorsunuz ve hiç kimse size bir şey söylemiyor. Üstelik ortaokul öğretmeni olmayan bazı kişiler bu okullara atanmışlar. Buna rağmen siz branş dışı atanıyorsunuz. Şikayetçi olduğunuz halde okul müdürünün kılı bile kıpırdamıyor.

O günlerde dünyaya gelecek çocuğumun yüzüne hasret yollara çıktım. Tahsile devam için Ankara’ya tayin amacıyla yanımdaki Selami Bey kardeşin rehberliğiyle kapıları aşındırmaya başladım.

Şair “Her doğan günün bir dert olduğunu insan bu yaşa gelince anlarmış.” Diyerek sıkıntılı insanları tasvir etmiş sanki. Benim sıkıntım ise ideolojikmiş. Hiçbir suçum olmadığı halde ideolojik suçlanmışım.

“Son ümittir!” diyerek vatan sevgisine güvendiğimiz insanlara gittik. Onlar ise “Sizin isteğiniz cebimde değil ki çıkartıp vereyim.” Diyerek son noktayı koyuyorlardı. Onlar arasında bir insan vardı. O sanki politikadan kaçarcasına onun içine dalmış gidiyordu. Yine durumu Selami mecliste gördüğümüz bir mebus Beyefendiye anlattılar. O da yanında bulunan bir vekile: “Hocam arkadaşların işine bakıver!” dedikleri zaman önümdeki duvarların yıkıldığını sandım sanki. Bana rehberlik eden Selami kardeşimle birlikte gittiğimiz bu son hamlemiz boşa çıkmadı.

Bu başvurular sırasında bazı politikacıları tesadüflerle, bazı politikacıları oldukça yakından tanıdık. Dr.Saadettin Bey onlar arasında en samimi, en güvenilir bir insan olarak görünüyordu.

Henüz kararname elime verilmese de büyük bir ümitle içimiz, dışımız neşe doluyordu. İşin önemli yanı bazı yakınlar Ankara’ya nakil kararnamesini gösterdiğim zaman bile inanamıyorlardı.

Artık yer demir, gök bakır değildi. Bütün karamsarlıklara rağmen Dr. Saadettin Bilgiç Bey gibi bir değerli insanı tanımıştık.Tayin muameleleri yapılırken sicil dairesinden bir Bayan “Aslında bu iş yasaktır ama sana sicilini göstereyim .” dediler. ”Ercan Arslaner çok geniş bir genel kültüre sahiptir. Yalnız şimdilerde gerici bir dini çevre içindedir.” gibi sözlerle 1965’li yıllara göre zehirlerini kusmuşlardı.

Şimdi 2012 yılını yaşıyoruz ve geçenlerde duyduğum bir haberden dolayı dilimden “Allah rahmet etsin kelimeleri döküldü. Zaman süzgeci Koca Reis’i alarak bize unutulmaz hatıralar bırakmıştı geride.

Onun sıra dışı, unutulmayacak anılarından biri: Bir köylü vatandaş yanına girmek için sıra bekliyordu. Dışarıya sevinç ve huzurla çıktılar. Meğer Koca Reis bu şahsa çiftini, çubuğunu kaldıracak iki öküz (sığır) parası vermişler. O “Ben herkese nasıl iki öküz parası verebilirim diyebilirlerdi” fakat o hiç ileri geri konuşmadan parayı veriyor ve bir ailenin neşelenmesine sebep oluyordu..

Zaman, zamanla değerli değersiz her canlıyı alıp götürüyor. O da bir fani olarak aramızdan ayrıldı ama kalbimizdeki sevgisi hiçbir zaman kaybolmayacak, sönmeyecektir. Yeri cennet, ruhu şad olsun. Ebediyete
göçen ve yaşayan tüm aile fertleri ile birlikte iki cihan serverine
komşu olsunlar... Ercan Arslaner

(*) Almanya (Hannovver) E. Eğitim ateşemiz
Ercan Arslaner
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.