adamın biri

Adamın biri:

“Bir gün Harun Reşid, kardeşi Behlül Dana’ya “Bana nasihat et –akıl ver-“ der.
Behlül “Ne nasihat istiyorsun, şu sarayına bak. .. Bir de dön kabirlere.” diyerek uzaklaşır...

Hurşit PEKER
Devamla;
“Adı konulmamış zamanlarda
Dost yüzüne açılan saray kapıları olurmuş.
Gündüzleri gecelere eklenen…
Sırtında yük taşıyan bir hamal
Beli kırıldı – kırılacak gibi oluyor
Söylenen sözleri işitmeden ilerliyor
-Burası neresi- olduğunu unutuyor.
Eliyle işaret ediyor… birisi
Gözleri aynada ve kelimeler ekliyor
Dili dışarıda; inciler diziyor
Budanmamış kelimeler,
Uzamış kayık kürekle serpiliyor
Ebabil taşları gibi…
Kulağına garip sesler geliyor… ötekinin
Yüreğine derin sızıntı
Anlaşılan baltayı taşa vuruyor.
Öyle ki; Gelişinde çekince ürkeklik varmış
Gönlünde sevginin seli akarmış
Bir bilsen; sevgi neymiş, nasılmış?
İnceden inceye gizli hevesle,
‘Bir defa daha göreyim dermiş’
İnsan; Bir bardak çayda yada suda boğulur.
Saraylarda da yerin derinliklerinde de olsa ( Ekim 2014 Ermenek gibi)
Arkada bir kucak hatıralar kalır
- Göz göze gelinen yerler…
ve sonunda unutulur
Suyu geçebilirde insan bazen
Sözü geçemez… boğulur
Ben çok soğuk sular geçmiştim; ama … ‘diyor’
Uzaklaş diyor gönlü, çok laf duymadan
Öfkenin çığlığını diline dolamadan
Uzaklaş diyor gönlü, uzaklaş buradan.
Menzil; çamların arasından akan uzun bir yoldu.
Dolandı kıvrım kıvrım, son durakta duruldu.
Bir saray yavrusu gibi gözünde büyüttü de durdu
Şöyle bir dönüp baktım; karşıda ahiret yurdu” ve bitirdi.
EKİM 2014 . Hurşit PEKER
Hurşit PEKER
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.