DERİN GAFLET
DERİN GAFLET
Nurettin GÜR (Ozanoğlu)
Altmış yılda bir kez gelen baharı,
Çiçek, çiçek bürümeyi bilmedik.
Felah’ın yolunu kapatan karı,
Süpürmeden kürümeyi bilmedik.
Altmış yılda bir kez gelen baharı,
Çiçek, çiçek bürümeyi bilmedik.
Felah’ın yolunu kapatan karı,
Süpürmeden kürümeyi bilmedik.
Çalanlar kalmadı gönül telinden,
O dostun kokusu gelmez gülünden,
Düçar olduğumuz nefsin elinden,
Neslimizi korumayı bilmedik.
Kaybolanın aramadık eşini,
Seçemedik keleşini, keşini,
Bağrımızda yatan domuz leşini,
İpe takıp sürümeyi bilmedik.
Seçemedik keleşini, keşini,
Bağrımızda yatan domuz leşini,
İpe takıp sürümeyi bilmedik.
Hep aldana geldik loşun içinde,
Dolular devirdik boşun içinde,
Güya yaşıyoruz yaşın içinde,
Kuruttular kurumayı bilmedik.
Dolular devirdik boşun içinde,
Güya yaşıyoruz yaşın içinde,
Kuruttular kurumayı bilmedik.
Harpte yendik, masalarda tuş olduk,
Yolunacak tavuk olduk, kuş olduk,
Kendini kavuran bir ataş olduk,
Yar yolunda erimeyi bilmedik.
Yolunacak tavuk olduk, kuş olduk,
Kendini kavuran bir ataş olduk,
Yar yolunda erimeyi bilmedik.
Tüyümüzden kanat yapıp uçtular,
Köyümüzde türlü nifak saçtılar,
Her gün bir değişik yara açtılar,
Çürüttüler çürümeyi bilmedik.
Köyümüzde türlü nifak saçtılar,
Her gün bir değişik yara açtılar,
Çürüttüler çürümeyi bilmedik.
Ozanoğlu yemez doyunca kadar,
Kim yuta bildi ki boyunca kadar?
Yolda düzgün giden karınca kadar,
Çarpışmadan yürümeyi bilmedik.
Kim yuta bildi ki boyunca kadar?
Yolda düzgün giden karınca kadar,
Çarpışmadan yürümeyi bilmedik.
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.