ENDÜLÜSTEN
ENDÜLÜSTEN ...
Necati ÇAVDAR

Mercan kaseler dolu su
Yürekler soğutan
Elhamra’dan akan su
Dan... dan... dan... dan...
Delerken çeliği, mermeri
Duyulmaz ki engel var
Aşılmaz sesler Prene’den
Ah...Prene geçit verYürekler soğutan
Elhamra’dan akan su
Dan... dan... dan... dan...
Delerken çeliği, mermeri
Duyulmaz ki engel var
Aşılmaz sesler Prene’den
Fatih’in nal sesleri; inletirken cihanı,
Süleyman’ın krallar titreten fermanı;
Taçlı Haçları “tarken”,
Ahmer’e götüremediler.
Tutuşsaydı aynı eller,
İki koldan koşarken devler,
Al yeleli atlar saçarken alevler
Umranlar mı, ümranlar mı,
Kesti yolları?.. Geçirmediler..
Raks sesini Mehter vuruşuna,
Hangi güç..?
Yetiremediler.
Yetiremediler.
MERCAN’ın “Çınarı”,
Elhamra’dan granitler delen,
Gönüller serinleten suya,
Doğudaki tanı batıda aya,
Balkan’da ki kolu,
Endülüs’teki ayağa yetiremediler
Hayali, düşe götüremediler.
Kınalı ellerin, dualı dillerin
-“İmdat”diyen son nefesleri
Duyulmaz ki ;
Alplerden ..
Haç, Hilal’e örmüş çelik kafesleri
Bir bülbül ötse,
Rakkase sesi duysam
Onu görürüm rüyalarımda
Yedi yüz yıllık parlak medeniyetin
Canı çekilirken beşeriyetin
Bir nahif sanata denk gelsem
Bilirim Elhamra’dan...
Hoş bir ses duysam,
Ne güzellik görsem,
Bilirim Endülüs’ten
Bir ah işitsem
Hatırlarım Endülüs’ü
.......
Yine bir gündönümü
Yedi yüz yıl sonra
Balkanlar kustu
Endülüs’te ki... Tanıdık ahı
..........
Gemileri yakıp dönmemek için,
İddialı medeniyet için gidenler,
Medeniyet(!)e gidenler,
Gel- gitlerle frenler Preneler...
Yedi yüz yıl sonra iddiasız gidenler,
Sığınak oldu şimdi o Preneler...
Yeni bin yılda bin medeniyet için
Çürümüş insanlığa biraz merhem için
Geliyor,
Alp erenlerin hayat veren sesi;
Gürüldüyor artık
Alplerden tertemiz kar suyu
Yeni bir “tan ağartısı” ...
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.