GÖZ YUMMA
GÖZ YUMMA
(Alaaddin Gürün için)
Hasannebioğlu Cumali Ünaldı (Alaaddin Gürün için)
Sanki
Ayağını bastığın yerden başlardı
Yerküre dönmeye
Gök soluklandığın kadardı
Başkalarının devletiydi dağın eteğindeki şehir
Yalnızca sen yürürdün caddelerinde
Ömür
Sadece seni akıtan nehirdi
Ey yürek kalıplarıyla biçip
Yiğit ve kavi
Aşkile teğelleyen terzi
Yazları atsidiği, gübre, ayak kokusu
Toprak duvara serpilmiş su kokan
Kışları
Kaysı çekirdeği kabuğu çıtır çıtır
Meşe odunu yanan sobalarda
Kıvrılan dumanların eğittiği çocukluğun
Bu karanlığın / bu izbe/ bu unutulmuş ülkesinde
Cıvıl cıvıl yüreğiyle
Oynaşı sokaklarda kalan küçük çırak
Ancak
Sineklerle eğlenebildiğin
Ve ancak
Kuytulu böcekleri bildiğin
İlik açıp düğme diktiğin
dükkanların
arka bölmesinden
yüzlerce yıllık bir çıraklıktan sonra
yeryüzüne fırladın
çıktın
ve gördün ki
kabına sığmıyordu dünya
onun ‘çün mü
sen de sığmadın dünya’ya
Seni en çok
Dağlarda tek başına
İnatla
Kayalardan fışkıran
Yalnız ağaçlar mı
Anlatmalı insanlara ?
Ayağını bastığın yerden başlardı
Yerküre dönmeye
Gök soluklandığın kadardı
Başkalarının devletiydi dağın eteğindeki şehir
Yalnızca sen yürürdün caddelerinde
Ömür
Sadece seni akıtan nehirdi
Ey yürek kalıplarıyla biçip
Yiğit ve kavi
Aşkile teğelleyen terzi
Yazları atsidiği, gübre, ayak kokusu
Toprak duvara serpilmiş su kokan
Kışları
Kaysı çekirdeği kabuğu çıtır çıtır
Meşe odunu yanan sobalarda
Kıvrılan dumanların eğittiği çocukluğun
Bu karanlığın / bu izbe/ bu unutulmuş ülkesinde
Cıvıl cıvıl yüreğiyle
Oynaşı sokaklarda kalan küçük çırak
Ancak
Sineklerle eğlenebildiğin
Ve ancak
Kuytulu böcekleri bildiğin
İlik açıp düğme diktiğin
dükkanların
arka bölmesinden
yüzlerce yıllık bir çıraklıktan sonra
yeryüzüne fırladın
çıktın
ve gördün ki
kabına sığmıyordu dünya
onun ‘çün mü
sen de sığmadın dünya’ya
Seni en çok
Dağlarda tek başına
İnatla
Kayalardan fışkıran
Yalnız ağaçlar mı
Anlatmalı insanlara ?
Hem ölüme döndün yüzünü
Hem yaşamaya
Mevsimler birbirini kovaladı
Yazı yaz
Kışı kış gibi yaşadığın şehirde
Bütün vücudunla tartıştın
Tartıştığında tekmil kalbinle durdun namaza
Hem yaşamaya
Mevsimler birbirini kovaladı
Yazı yaz
Kışı kış gibi yaşadığın şehirde
Bütün vücudunla tartıştın
Tartıştığında tekmil kalbinle durdun namaza
Sana yakıştı mı ne
Sağlığın gibi
Hastalığın da
Mahfice ağlamaklarınla
Sende ölüm bir şiir gibi
Sağlığın gibi
Hastalığın da
Mahfice ağlamaklarınla
Sende ölüm bir şiir gibi
Yaz günü bir subaşı / sözgelimi Horata’da
Ağaç gölgesi gibi
Her kelimesiyle yerli yerinde mi?
Ey yürek kalıplarıyla biçip
Yiğit ve kavi
Aşkile teğelleyip
Sıdkile diken / ölümü berkiten terzi.
Ağaç gölgesi gibi
Her kelimesiyle yerli yerinde mi?
Ey yürek kalıplarıyla biçip
Yiğit ve kavi
Aşkile teğelleyip
Sıdkile diken / ölümü berkiten terzi.
Hasannebioğlu Cumali Ünaldı
Girne (Kıbrıs), 10 Eylül 1988
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.