ZAMAN

ZAMAN

Mesut TORAMAN
Hafiften yağan yağmur; eski konağın,
Camlarını döverken usulca,
Hafize hanım saksıdaki zambağın,
Ağladığını duyuyordu, şaşkınca..
Hava eski hava değil, gece bile artık solmuş,
Mahur bey Zemherî’de öldükten beri,
Bahar gelmeyeli yüz yıllar olmuş..

Pencere kenarı, bugün makberden bir parça,
Şihabın aydınlattığı topraklar suya doydu,
Sandıkta bekleyen o eski bohça,
Vakit tamam, artık aç beni diyordu..
Zaman eski zaman değil, merhamet hiç kalmadı,
Bahçedeki çınar kesildikten beri,
Kuşların ağızını bıçak açmadı..

Mülazım-ı Evvel iken şehit olan babası,
Bir gün yanına çağırıp Hafize hanımı,
Bak demişti kızım, nenemden kalan bu bohça,
Devredilir çocuklara, hak vaki oldukça..
Nesil eski nesil değil, hatıraya hürmet kalmadı,
Naftalin kokar diye evleri,
Üçyüz yıllık bohçayı, ondan kimse almadı..

Bir elinde bohça, diğerinde Kur’an,
Gelmişti artık beklenen an,
Kirpiklerden süzülen hüzün, Zambağa damlarken,
Sabah olduğunu hatırlatıyordu, lahuti bir ezan..
İnsan eski insan değil, ataya vefa kalmadı,
Hafize hanımın cenazesine,
Üç beş kişiden başkası katılmadı..

Mesut TORAMAN

Mesut TORAMAN
Hasan_Akın
03.06.2013

Eskilere götüren bir şiir

Güzel yazılmış tebrik ederim.

saim
03.06.2013

Tebrik ederim

Bu şiiri tebrik etmek için sayfanıza üye oldum. Gerçekten yazan kişinin eline sağlık artık böyle şiirlere rastlayamıyoruz. Devamını bekleriz. Not: Acaba bohçanın içinde ne vardı diye insan merak ediyor..

Suphi
03.06.2013

Tebrik

Mesut Toraman'ı tebrik eder,şiirlerinin devamını bekleriz.Teşekkürler...

Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.