73 ruhu ve tuzruhu
73 ruhu ve tuzruhu
Murat Bardakçı, Haberturk, 24 Mayıs 2010
CHP’nin senelerden buyana girdiği seçimlerde bir türlü doğru dürüst ve işe yarar neticeler alamamasının elemini, derdini ve ıztırabını çeken ama zehir içip “kızılcık şerbeti yudumladım” dercesine bütün acılarını içlerine atan meğerse ne çok yazarımız varmış...
CHP’nin senelerden buyana girdiği seçimlerde bir türlü doğru dürüst ve işe yarar neticeler alamamasının elemini, derdini ve ıztırabını çeken ama zehir içip “kızılcık şerbeti yudumladım” dercesine bütün acılarını içlerine atan meğerse ne çok yazarımız varmış...
Son kurultay yıllardır içlerine attıkları bu dertlerine deva oldu, elemlerini unutturdu, ıztıraplarını dindirdi. Artık hepsi mutlu, hepsi memnun ve iki günden buyana bülbüller gibi saadet nağmeleri şakımadalar... “73 ruhunun canlandığını” söyleyenleri mi ararsınız, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyenleri mi, yoksa “yüzde 40 oranında oydan” bahsedenleri mi...
Kurultaydan yapılan canlı yayınlarda televizyonlara çıkıp Selâhaddin Pınar’ın “Hayal deryasına ben bazı bazı / Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü” diye başlayan şarkısını terennüm eden mübarekleri tanımayanlar ekrada CHP’li bazı idarecilerin konuştuğunu zannetmiş, şakıyanların gazeteci olduklarını eminim hatırlarına bile getirmemişlerdir.
Hele, “73 ruhu canlandı” diyenler...
Ya “ruh” kavramından habersizler, yahut Türkiye’de 73 sonrasında yaşananlar sanki hafızalarından silinip gitmiş gibi...
KOLTUK DEĞNEKLİ RUH
Hatırlatayım: Geldiğini müjdeledikleri o ruh, dağlara taşlara “Karaoğlan” yazılmasından sonra dünyaya indi, bir kasketin etrafında şekillendi, 14 Ekim seçimlerinde tek başına iktidar olmasına muhakkak gözüyle bakılan Bülent Ecevit‘in hükümet kurmaya yetecek oyu alamaması üzerine sendeledi ve Necmettin Erbakan‘ın MSP’sinin uzattığı koltuk değnekleriyle zar zor ayakta durmaya çalıştı. Kıbrıs Harekâtı’nı oya tahvil etmeye heveslenen basiretsiz bir politika yüzünden yerlere serildi, yerini Milliyetçi Cephe Hükümeti’ne bıraktı ve memlekette oluk gibi kan akmaya başladı.
Yağ, benzin, tüpgaz gibisinden şeyler zaten çoktaaan unutulmuştu, döviz ise hakgetire idi... Parasızlık yüzünden yurtdışına seyahat yasak edilmiş, gezip dolaşma heveslerini bir tarafa bırakın, hastaların bile tedavi için Avrupa’ya gidebilmeleri hayâl olmuştu. “İşteee, bu mübarek topraklar bağrını açmış, izleri beklemede... Can verecekseniz, vatanınızda verin” deniyordu.
Mâlum ruh bir ara şöhreti hiç de iyi olmayan otellerde yapılan pazarlıklarla tekrar hayat bulmaya çalıştı ama bir türlü yaşayamadı. Milliyetçi Cephe yeniden
kuruldu, memlekette daha fazla kan dökülür oldu, nihayet 12 Eylül gelip çöküverdi ve ruh bir daha inmemek üzere göklere yükseldi...
AMAN GELMESİN!
Bazı meslektaşlarımızın CHP Kurultayı’nın ilk gününde, daha yeni yönetimin söylediği tek bir yeni söz bile henüz ortada mevcut değilken tekrar geldiğini müjdeledikleri “73 ruhu” işte böyle birşeydi. Onun yerine tuzruhu bile huzur içerisinde içilebilirdi, hattâ içene lohusa şerbeti gibi gelir ve serinletirdi!
Hani ruh çağırmaya meraklı olanlar medyum olduğuna inandıkları kişiyi de aralarına alıp ışıkları kısar, bir masanın etrafına oturur ve “Ey ruuuh! Teşrif ettin ise masanın ayağını üç defa vur!” der ve huşû içerisinde beklemeye başlarlar ya...
Şimdi, ben de onlar gibi yapıyorum... Masamın başındayım, gözlerim kapalı ve gayet içten bir şekilde mırıldanıyorum:
“Ey 73 ruhu! Aman teşrif etme... Geldinse de git ve sakın gelme... Birkaç defa gelmeye kalkıştın ama memlekete yapmadığını bırakmadın... Lutfet, bizlere artık acı ve dünyaya sakın yeniden ineyim deme!..”
Kurultaydan yapılan canlı yayınlarda televizyonlara çıkıp Selâhaddin Pınar’ın “Hayal deryasına ben bazı bazı / Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü” diye başlayan şarkısını terennüm eden mübarekleri tanımayanlar ekrada CHP’li bazı idarecilerin konuştuğunu zannetmiş, şakıyanların gazeteci olduklarını eminim hatırlarına bile getirmemişlerdir.
Hele, “73 ruhu canlandı” diyenler...
Ya “ruh” kavramından habersizler, yahut Türkiye’de 73 sonrasında yaşananlar sanki hafızalarından silinip gitmiş gibi...
KOLTUK DEĞNEKLİ RUH
Hatırlatayım: Geldiğini müjdeledikleri o ruh, dağlara taşlara “Karaoğlan” yazılmasından sonra dünyaya indi, bir kasketin etrafında şekillendi, 14 Ekim seçimlerinde tek başına iktidar olmasına muhakkak gözüyle bakılan Bülent Ecevit‘in hükümet kurmaya yetecek oyu alamaması üzerine sendeledi ve Necmettin Erbakan‘ın MSP’sinin uzattığı koltuk değnekleriyle zar zor ayakta durmaya çalıştı. Kıbrıs Harekâtı’nı oya tahvil etmeye heveslenen basiretsiz bir politika yüzünden yerlere serildi, yerini Milliyetçi Cephe Hükümeti’ne bıraktı ve memlekette oluk gibi kan akmaya başladı.
Yağ, benzin, tüpgaz gibisinden şeyler zaten çoktaaan unutulmuştu, döviz ise hakgetire idi... Parasızlık yüzünden yurtdışına seyahat yasak edilmiş, gezip dolaşma heveslerini bir tarafa bırakın, hastaların bile tedavi için Avrupa’ya gidebilmeleri hayâl olmuştu. “İşteee, bu mübarek topraklar bağrını açmış, izleri beklemede... Can verecekseniz, vatanınızda verin” deniyordu.
Mâlum ruh bir ara şöhreti hiç de iyi olmayan otellerde yapılan pazarlıklarla tekrar hayat bulmaya çalıştı ama bir türlü yaşayamadı. Milliyetçi Cephe yeniden
kuruldu, memlekette daha fazla kan dökülür oldu, nihayet 12 Eylül gelip çöküverdi ve ruh bir daha inmemek üzere göklere yükseldi...
AMAN GELMESİN!
Bazı meslektaşlarımızın CHP Kurultayı’nın ilk gününde, daha yeni yönetimin söylediği tek bir yeni söz bile henüz ortada mevcut değilken tekrar geldiğini müjdeledikleri “73 ruhu” işte böyle birşeydi. Onun yerine tuzruhu bile huzur içerisinde içilebilirdi, hattâ içene lohusa şerbeti gibi gelir ve serinletirdi!
Hani ruh çağırmaya meraklı olanlar medyum olduğuna inandıkları kişiyi de aralarına alıp ışıkları kısar, bir masanın etrafına oturur ve “Ey ruuuh! Teşrif ettin ise masanın ayağını üç defa vur!” der ve huşû içerisinde beklemeye başlarlar ya...
Şimdi, ben de onlar gibi yapıyorum... Masamın başındayım, gözlerim kapalı ve gayet içten bir şekilde mırıldanıyorum:
“Ey 73 ruhu! Aman teşrif etme... Geldinse de git ve sakın gelme... Birkaç defa gelmeye kalkıştın ama memlekete yapmadığını bırakmadın... Lutfet, bizlere artık acı ve dünyaya sakın yeniden ineyim deme!..”
İlgili bir yazı
'irtica' tellallığı! http://www.habervaktim.com/haber/124157/rahsandan_irtica_tellalligi.html