Bir Mayıs...
Bir Mayıs... | |
Atilla ÖZDÜR | |
Mayıs ayı tembellik ayıdır... Bir Mayıs İşçi Bayramı idi. Kamu hizmetleri durdurulur, çalışanlar istirahata çekilirdi... Tek partili siyasi hayatımız ilave partilerle şenlendirildiğinde, hürriyet şenliğinin bayrama dönüştürülmesine gerek görülmedi... Ondört Mayıs, sanki kendisinin Yirmiyedi Mayıs ile kirletileceğini biliyormuş gibi, Hürriyet adı verilen bayramlığını gönüldaşlarının deruni dünyalarına yerleştirmekle iktifa etti... Ondokuz Mayıs için, kimin maçası sıkabilir ki, bayramlığının üzerine laf ede... Gençlik ve Spor Bayramı, tamam da, İddaa’lar, toto’lar, loto’lar, ganyan’larla gunyan’ların her biri spor adına birer kız, papaz ve sinek valesi, her bir köşe başında birer krupiye tezgahı... |
Mayıs bayramlarının sonuncusu Yirmiyedi Mayıs. Aman ne bayram yaa...
Menderes’in infaz haberini radyodan işittiğinde çatalını elinden düşürtüp gözlerinden de kanlı gözyaşlarını döktürttükleri babamın karşısında bana da, sevinçten göbek attıran ve attırtanların bayramı...
Lanetli bayram...
Bir Mayıs, bayram idi... Kimine göre işçi bayramı, kimine göreyse komünistlerin ve komünistliğin bayramı... Bir Mayıs’ta mülkiyet düşmanları bayram eder, sağa sola saldırarak malikaneleri yağmalarmış...
Bir Mayıs’ın Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve demokrasiye kontralığından ötürü, bayramlığını üzerinden çekip aldılar...
Cümle mal sahipleriyle mülk sahipleri derinden derine bir ohh çektiler... Hepsi iyi güzel de, şimdi niye üzerinden sıyrılıp alınan bayramlığını yeni baştan giydirmeye kalkışıyorlar?..
¥¥¥
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, bidayette Milli Görüş dairesinde fikir geliştiriyor, siyaset yapıyor ve memleket meselelerine hal çareleri arıyor idiler...
Amma devirler tekdüze ve değişmez değildir... Bir Yirmisekiz Şubat oldu. Bunu yapanlar dediler ki,
‘Erbakan’ın Milli Görüş’ü memleketin helakına çalışıyor. Dur diyerek alaşağı etmezsek, Cumhuriyet üç vakte kadar karanlıklara gömülecek’...
‘Dur’ dediler ve Erbakan gitti. Mesut Yılmaz’lar ile Bülent Ecevit’ler yerini aldılar...
Devirler de insanlar gibi yanılmaz, şaşırmaz değildir... Bir devrin fikirleri, görüş ve ilkeleri öylesine doğru sanılmış ve sağlamcasına zemine tutturulmuş olabilir ki, sonrasında bunların sadece yanlışlıkları ortaya dökülmüş olsa, ‘hadi neyse’ denebilirdi... Ayrıca, saçmalıkları da insanları hayretlere gark etmiştir...
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları da, bir zamanlar tek doğruymuş gibi kabullendikleri Milli Görüş’ün tıpkı yirmisekiz şubatçılar gibi yanlışlığına inanç besleyip iman ettiklerinde, gelişerek değişme trendine girip Milli Görüş gömleğini sırtlarından attılar...
Peki şimdi ne değişti de, gömleğini sırtlandıkları Merkez’in, belasından ötürü üzerinden bayramlığını çekip aldığı Bir Mayıs’a itibar iadesine kalkışıyorlar?..
Saçmalık işte... Saçmalık dedikse, iade-i itibar’da değil, bayramlığın bidayette geri alınışında...
Hani bin yıl sürecekti, Yirmisekiz Şubat?.. Ne değişti ki, Erbakan’ın siyasi itibarı kendisine iade edildi?..
Saçmalık işte... Saçmalık dedikse, Erbakan’ın iki büklüm bu yaşında meydanlarda boy göstermesi değil, meydanlardan yasaklanmasında...
Sakın ha bir saçmalık da, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının, gömleklerini çıkarıp, Merkez’i sırtlarına geçirmelerinde olmasın...
¥¥¥
Bir Mayıs İşçi Bayramı...
Kot taşlama işçileri, ‘Bayram gelmiş neyime’ derken, çalsınlar başlarına bu bayramı, sendika ve konfederasyon ağaları...
Ağalar bilmiyorlar mı, katillerin inleriyle kimliklerini?..
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.