("CAMİ-OKUL tartışması" Konusunda) Bir Soru -BİR CEVAP (2)

(Cami-Okul Tartışmasında) Bir Soru -BİR CEVAP (2)

İktibas- Yusuf İSLAM(*)
İktibas : Bildiğimiz kadarıyla İngiltere’de doğdunuz, orda yaşadınız ve oradan da dünyaya sesinizi duyurdunuz. Yalnız sizin için değil, dünyada yaşayan hemen hemen her ülkede yaşayan Müslümanların bir girdap oluşturduğu yer şeklinde de Londra veya İngiltere algılanıyor. Konferanslar, toplantılar… görünüyor. İslam’a karşı gerek fikren, gerek maddi güç itibariyle çıkan güçlerin de hemen hemen tarih boyunca başını
İngilizlerin çektiğini veya bu katarın başını çekegeldiğini, sonunda da İslam’ın ya da Müslümanların sırtını yere getirdiğini veya belini büktüğünü de biliyoruz. Bilinçli ve güdümlü bir İslam hasmı olan İngiltere’de -özellikle son zamanlarda- bundan önce, gerilere doğru uzanır ama daha ziyade de II.Dünya Harbinden bu yana Müslümanlara açtığı kucağın, gösterdiği ve bu müsamahanın ne manaya geldiğini nasıl yorumluyorsunuz ?

Yusuf İslâm :Aslında bunun cevabı belki bir İngiliz piskoposunun söylemiş olduğu şu cümlede özetlenebilir. İngiltere’de inşa edilmekte olan camilerin artması üzerine kendisine sorulan bir soruya : “Biz bundan niye tedirgin olalım ki, onların çocukları bizim okullarımızda.” Camilerin İngiltere’de hızla artıyor olması ve faaliyetin çok gözükmesi meselenin sadece dış kabuğudur. Bilinmektedir ki onlar da bilmektedirler ki bu faaliyetler kendileri için gerçek bir tehlike oluşturmamaktadır. Tıpkı Yahudi Sinagogları ve Budist tapınakları gibi. İngiltere’nin manzara olarak görünüşünü zenginleştiren birer unsur. Müslümanların çocukları İngilizlerin okullarında okuduğu sürece ve okullarda da İngiliz eğitim sistemi prensipleri geçerli olduğu sürece, onların kültürü baskınlığını koruduğu sürece bu onlar için bir tehdit değildir, hiçbir zaman. Fakat asıl onlar için en büyük tehdit şimdi bizim İngiltere’de kurmakta olduğumuz okullardır. İşte onlar için asıl tehlike bizim çocuklarımızı hem İslami prensipler doğrultusunda kurduğumuz okullarda okutabilmemiz ve bunun yanı sıra bugünkü toplumu çok iyi tanıyıp, bugünkü toplumla mücadele edebilecekleri bilgileri onlara veriyor olabilmemizdir. İslami eğitimin hedefine bakıldığı zaman batılı eğitimin hedeflerinden çok farklı olduğunu görüyoruz. İslami eğitim, insanın, beşerin karakterini, inançlarını, bütün bir hayat tarzını düzenleyecek şekilde pratikler getirmiştir.Batılı eğitim sisteminin amacı ise insanın maddi çıkarlarını ve maddi faydasını artıracak şekilde eğiten bir eğitim sistemidir ve bu eğitim sisteminde insanın kendisi unutulmaktadır. Biz işte bu amacı gerçekleştirecek şekilde okullar açmaya başladık.


İktibas :Bu son noktada; yani onların okullarından çocuklarımızı ya da kendimizi, bahsettiğiniz kendi okullarımıza aldığımız andan itibaren İngilizlerin tutumunda değişiklik oluyor mu? Yani anlayışlı (!) İngiliz olarak mı kalıyor yoksa yerine başka bir İngiliz mi geliyor ?

Yusuf İslam : Önce bu Müslüman okulu, İslami okul kavramı İngilizler tarafından çok sert bir şekilde tepki gördü. Bunun için birçok sun’i engeller sun’i mazeretler ileri sürüldü. Ve, ileri sürdükleri mazeretlerden en çirkin, en kötü olanı da ırk meselesi ile ilgili olarak ileri sürdükleri mazeretti. Çünkü, İngiltere’de yaşayan Müslümanların birçoğu, hemen hemen, büyük bir kısmı Asya kökenli idi. Bunlar yaklaşık olarak 2 milyon kadardır. Ve mazeret olarak siyahların okulları diye bir okul istemiyoruz demişlerdi. Ve tabii onların ileri sürdükleri bu mazeret, bu gerekçe bir İngiliz okul açtığı zaman ve bu okulda 21 ayrı milletten çocuk okumaya başladığı zaman tamamen suya düşüyordu. Şimdi okullar için ortaya koydukları bazı temel yerine getirilmesi gereken standartları ileri sürmeye başladılar. Fakat bu standartlar da bizim yerine getiremeyeceğimiz standartlar değildir. Şimdi onları da yapmaya başladık. Şu anda İslami okullara ve İslami eğitime karşı gösterilen genel olarak iki davranış görmekteyiz. Bir tarafta muhafazakarların güttüğü politika, bu politika eğitimde seçmeye imkan veren, ailenin hangi okula gitmek istediğini seçebilmesine imkan veren bir politikadır. Dinle ilgili hiçbir ön kabule yer verilmesini kabul etmeyen, dinle ilgili bütün kavramları kaldırmak isteyen bir politikadır. Fakat, son zamanlarda bizim okulumuzun bulunduğu bölgedeki bölge yönetimi bir bakıma belediye meclisi diğer Hıristiyan ve Yahudi okullarına yapıldığı gibi bizim okulumuza da resmi maddi yardım yapılması yolunda bir karar aldı. Bu konuda tabii birçok tartışmalar çıktı fakat biz bu konuda gazetelerde, televizyonda bizimle yapılan çeşitli röportajlarda ve çeşitli yollardan fikrimizi kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Haklılığımızı kamuoyuna anlatmaya çalışıyoruz.


(*) SOHBETLER, Yusuf İslam, Mektep Yayınları, İst. 1986
Not:

Bu metni kaynağından seçip tape ederek sitemize armağan eden Tuğba AKMAZ kardeşimize yürekten teşekkür ederiz.

İktibas- Yusuf İSLAM
admin
17.01.2011

İlgili bir link...

YUSUF İSLAM ÖYLE BİR CEVAP VERDİ Kİ!.. http://www.haberevet.com/haber/20110117/273622/yusuf-islam-oyle-bir-cevap-verdi-ki.html

Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.