İslamda statüler konusunda İki soru İki Cevap
İslam'da statüler konusunda İki soru İki Cevap
Anadolu Ajansı-Yeni Nesil/Yusuf İSLAM
Anadolu Ajansı: İslam ülkelerinde son yıllarda bazı değişiklikler göze çarpıyor. Bunlardan bir tanesi Türkiye, Laikliği benimsemiş olması sebebiyle kadınların miras hukuku ve medeni hukuk yönünden İslam’daki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela, çok eşli gibi?
Anadolu Ajansı-Yeni Nesil/Yusuf İSLAM
Anadolu Ajansı: İslam ülkelerinde son yıllarda bazı değişiklikler göze çarpıyor. Bunlardan bir tanesi Türkiye, Laikliği benimsemiş olması sebebiyle kadınların miras hukuku ve medeni hukuk yönünden İslam’daki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela, çok eşli gibi?
Yusuf İslâm : Tabii bu soru batılı bir zihniyetin sürekli olarak ileri sürdüğü bir sorudur. Fakat batılı mantabiliteye şunu hatırlatmamız gerekir: Bu soruya verilen cevabı eşit şartlar altında ve
meseleye diğer yönden bakarak cevap istemelidir ve verilen cevabı ona göre değerlendirmeliler.
Şunu göz önünde bulundurmalıyız ki, İslam dünyasında yaşayan Müslümanların % 99.99 ‘u zaten tek evlidir. Batılıların % 99,99’u da kendilerinin tek evli olduklarını söyledikleri halde, oradaki erkeklerin büyük bir kısmı bir tek kadınla evli olmasının yanı sıra çok sayıda, istedikleri kadar kız arkadaş edinmektedirler. Burada görüyoruz ki, İslam, erkeğin tabi karakterine çok uygun bir cevap getirmiştir. Fakat, zaten İslamiyet Kuran-ı Kerim’de açıkça belirtildiği gibi birden fazla evlenme için çok katı ve çok belirgin bazı şartlar getirmektedir. Miras konusunda çok sınırlı bilgime rağmen şunu söyleyebilirim: İslam, kadınlara bugün insanların hala rüyasını gördükleri bazı hakları 1400 yıl önce vermiştir. Bugün bazı Avrupa ülkelerinde kadın evlendikten sonra bütün üzerindeki malikiyet haklarını kaybetmektedir. Yani ait olduğu taşınır veya taşınmaz her türlü malla ilgili hakkını evlendikten sonra kaybetmektedir. Ayrıca, İslamiyet’te kadın evlendikten sonra evlilikle kocasının ismini benimsemek mecburiyetinde değildir ve kendi ismini korumaktadır. Ayrıca İslamiyet’te kadının evlilik konusunda erkeğe evet ya da hayır deme hakkı tamamen vardır.
***********
Şunu göz önünde bulundurmalıyız ki, İslam dünyasında yaşayan Müslümanların % 99.99 ‘u zaten tek evlidir. Batılıların % 99,99’u da kendilerinin tek evli olduklarını söyledikleri halde, oradaki erkeklerin büyük bir kısmı bir tek kadınla evli olmasının yanı sıra çok sayıda, istedikleri kadar kız arkadaş edinmektedirler. Burada görüyoruz ki, İslam, erkeğin tabi karakterine çok uygun bir cevap getirmiştir. Fakat, zaten İslamiyet Kuran-ı Kerim’de açıkça belirtildiği gibi birden fazla evlenme için çok katı ve çok belirgin bazı şartlar getirmektedir. Miras konusunda çok sınırlı bilgime rağmen şunu söyleyebilirim: İslam, kadınlara bugün insanların hala rüyasını gördükleri bazı hakları 1400 yıl önce vermiştir. Bugün bazı Avrupa ülkelerinde kadın evlendikten sonra bütün üzerindeki malikiyet haklarını kaybetmektedir. Yani ait olduğu taşınır veya taşınmaz her türlü malla ilgili hakkını evlendikten sonra kaybetmektedir. Ayrıca, İslamiyet’te kadın evlendikten sonra evlilikle kocasının ismini benimsemek mecburiyetinde değildir ve kendi ismini korumaktadır. Ayrıca İslamiyet’te kadının evlilik konusunda erkeğe evet ya da hayır deme hakkı tamamen vardır.
***********
Yeni Nesil :Türkiye’ye gelmeden önce Türkiye ve İslami hareketler hakkında bilginiz var mıydı? Türkiye’ye geldikten sonra bu konudaki bilginiz nasıl oldu?
Yusuf İslâm: Türkiye’ye gelmeden önce Türk insanının batılılaşma dolayısıyla bir kimlik bunalımı içinde olduğunu düşünüyordum. Fakat, temelde insanların (Türkiyeli insanların) Türkiye’nin bir İslam ülkesi olduğunu bildikleri ve düşündükleri kanaatindeyim.
Yusuf İslâm: Türkiye’ye gelmeden önce Türk insanının batılılaşma dolayısıyla bir kimlik bunalımı içinde olduğunu düşünüyordum. Fakat, temelde insanların (Türkiyeli insanların) Türkiye’nin bir İslam ülkesi olduğunu bildikleri ve düşündükleri kanaatindeyim.
Muhteşem İslami geçmişi dolayısıyla bende çok büyük bir etkisi vardı Türkiye’nin. İşte bu yüzden ziyaret etmek istedim. Türkiye’de İslam’a dayalı olarak hüküm süren Osmanlı Devleti bir zamanlar dünya üzerinde çok büyük bir etki sahibiydi. Ve, Türk halkı biliyordum ki, bir zamanlar bir şey yapmaya karar verdikleri zaman onu yapabiliyorlardı.
Onlarda bu güç vardı. Mesela, Kıbrıs için bir şey yapmak istedikleri zaman karar verirlerdi ve yaparlardı. Onlara kimse engel olamazdı. İşte ben Türkiye’den bunu bekliyor, bunu görmek istiyorum. Ve, Türkiye’deki kardeşlerimin beni çağırmaları, benimle sohbet yapmak istemeleri, beni dinlemek istemeleri beni bu yüzden çok memnun etmiştir. Ben, Türkiye’yi az da olsa bazı bölgelerini gezip gördükten sonra şunu anladım ve hissediyorum ki, bu ülkedeki insanların nasıl yaşamak istedikleri konusunda karar vermek tamamen kendilerine bağlıdır. Şunu söyleyebilirim ki; insanlar, batılı kavramları ve batılı hayat tarzını hiçbir sorgulamaya tabii tutmadan aynen benimsedikleri sürece bir gün Türkiye’deki insanlarda batılıların bugün içinde bulundukları tatminsizlik gibi ve tıpkı bu tatminsizliğin sonucu benimde Müslüman oluşum gibi bir gelecekle karşı karşıya kalacaklardır. Türkiye’deki kardeşlerimle onların bugün sahip oldukları ilmi hazineleri ve bugün gelmiş oldukları bilimsel seviyeleri batılıların da bugün kullanmakta oldukları gibi sadece refahlarını ve kârlarını artırmak yoluyla kullanmak değil, aynı zamanda asıl İslam ülkelerindeki Müslümanların hayat standardını artırmak ve İslam ülkelerinin gelişmesine yardımcı olacak şekilde onlara yardımcı olarak kullanmalıdırlar.
(*) SOHBETLER, Yusuf İslam, Mektep Yayınları, İst. 1986
Not: Bu metni kaynağından seçip tape ederek sitemize armağan eden Tuğba AKMAZ kardeşimize yürekten teşekkür ederiz.
(*) SOHBETLER, Yusuf İslam, Mektep Yayınları, İst. 1986
Not: Bu metni kaynağından seçip tape ederek sitemize armağan eden Tuğba AKMAZ kardeşimize yürekten teşekkür ederiz.
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.