Matematik ve Hayatımız

,Matematik ve Hayatımız
Ahmet ÇETİNBUDAKLAR

Matematik hayatımızın her bölümünü kaplayan ve her bir ferdimizin kaçınılmaz bir gıdası ve ihtiyacıdır.

Matematik bilim ve teknolojinin her bir dilimini kapsadığı için belki de Nobel ödülleri kapsamı dışında tutulmuş , ancak her bir Nobel ödülünün sınırsız ölçüde matematik kullandığı da gözden kaçmamaktadır.Sanki matematik tüm bilim ve teknolojinin ortak paydasıdır adeta.
Matematik küresel hatta kainatın ortak bir dilidir.Matematik bir analiz , sentez ve genelleştirme aracıdır.Matematik sayesinde kainatı araştırmaktayız ve çevremizin korunup muhafaza edilmesinde önemli rol oynamaktadır.Ayrıca matematik sosyal beklentilerimizi ve yaşam standartlarımızı yukarıya çeker.

Matematik aklı disipline sokar , mantıki düşünmeyi sağlar ve analitik yollarla problem çözmeyi teşvik eder.Bilgisayar teknolojisiyle donanmış dünyamızda matematik bilgisine olan ihtiyacımız her geçen gün azalmak bir tarafa artmaktadır.

Dolayısıyla matematik öğreniminin hayatın çok erken safhalarında başlaması gerektir.Bereket versinki erken yaşlarda çocuklar zamanı , parayı ve evlerindeki teknolojik aletleri kendi başlarına kullanırken matematiğe erkenden ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. Çocukların oynadığı oyunlar sadece bilgisayar oyunları değil tüm oyunlar aslında matematiğe girişe bir hazırlığı ifade eder ve neticede ilk öğrenimde hatta okul öncesi öğrenimde matematik alemine girişin hazırlığı yapılmalıdır. Burada aile fertlerine düşen büyük görevler vardır , bilhassa seçilen oyuncaklar konusunda.


Okullarda sadece matematik öğretilmemeli ama matematik uygulamalarına da bilhassa hayattan örnekler verilmelidir. Çocuklar çok genç yaşlarında temel bilimlerde , tıpda , mühendislikte , bilgisayarda , finansmanda ve iş hayatında matematiğin nasıl uygulandığını görebilmeli ve anlayabilmelidirler.Diğer bir deyimle matematik ve hayat el ele yürümeğe çok ama çok erken yaşlarda başlamalıdır.

Mesela sayıları gözönüne alalım. Çocuklara çok erken yaşlarda sayılarla yaşamı buluşturmalıyız.Burada mesela otobüs hat numaralarını , otomobillerin plaka numaralarını , telefon numaralarını , ev numaralarını ki bunlar bir diziyi takip eder kullanabiliriz.

Diğer taraftan bu sayıların ne ifade ettikleri üzerinde durularak birimlere geçilebilir ve sıcaklık , mesafe , yükseklik , ağırlık , , kütle , hacim , boyutlar , hız , ivme , para gibi çeşitli değişken hayat parametreleriyle buluşturarak sayıların yalnız başına hiç ama hiç bir şey ifade etmedikleri erken yaşlarda çocuklara nakşedilebilir.

Böylece çocuklar sayıların sabitliğinden ziyade değişkenliğini , tam sayı ve kesirli sayı ile artı eksi mefhumlarını taşıdığını ve sonunda 10 tabanından daha başka sayı tabanlarının varlığı kavramına ulaştırılabilir.Bütün bunlar bir taraftan kerat cetveli ezberletilirken her bir sayının birimlerle ilşkileri de devreye sokularak ezberden bir nebze kurtulunmuş olur.Erken yaşlarda insanlara bir taraftan sonsuzluk kavramı ile uzay çalışmalarına dikkat çekilirken diğer taraftan da küçücük sayılarla da nanoteknoloji kavramı tanıştırılabilir.

Matematik işlemlerle yani çarpma bölme toplama çıkarma işlemleriyle hayatın içinde karşılaştığımız nufus büyüme hızları , faiz hesapları, gıda yeterliliği ve su miktarının azalması gibi çeşitli sorunlarla erken yaşlarda tanışma imkanı sağlanabilir.
Üst üste yapılan toplamaların çarpmaya ve üst üste yapılan çarpmaların da entegrale bizi götüreceğini ve diğer taraftan üst üste yapılan çıkarmaların bölmeye ve üst üste yapılan bölmelerin de türeve bizi sürükleyeceğini yavaş yavaş çocuklara enjekte etmekte sayısız faydalar olacaktır.

Sayıların tam sayı olmaları veya kesirli sayı olmaları ile pozitif sayı kavramıyla negatif sayı kavramı daima örneklerle çocuklara verilmeli ve yüzde mefhumu ile kesir ilişkisi tam olarak anlatılmalıdır. Mesela enflasyon %x arttı veya ihracat %y düştü veya fiyat endeksi %z azaldı demenin ne manaya geldiğini açık seçik bir şekilde erken yaşlarda çocuklara aktarılmalı ve haber merkezlerinde kullanılan her hangi bir hayat değerinin şu kadar puan düştü veya arttı bilgisizlik ve saçmalığından nesillerimizi kurtarmalıyız.

Ayrica matematik dahil genelde Türkçesi olmayan veya dilimize yerleşmemiş kelimeleri kullanırken dikkatli olunmalı ve kavram kargaşasına yer verilmemelidir.Mesela “mentality” diye İngilizcede kullanılan kavramı esasen Türkçemizde “görüş veya düşünce tarzı” diyebileceğimiz bir kelimeyi bilgiçlik taslayarak “mantalite” diye medya organlarında her seviyede insanlarca kullanılmasını hayret ve ibretle izlemekteyim.

Denebilirki bunun matematikle ne ilgisi var?
Efendim yukarıdan beri bahsettiğim birimler nasıl sayıları süslüyor ve hayatla köprü görevi görüyorsa kelimeler de aynı işlevi görmektedir.

2009 yılına girerken tüm insanlara uygulamalı matematik ile donanmış sağlık ve mutluluk dolu bir hayat dilerim


Ahmet Çetinbudaklar

Ahmet ÇETİNBUDAKLAR - www.afyonkocatepehaber.net
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.