New York'ta bir bayram uğurlamıştık

NEW YORK'ta BİR BAYRAM uğurladık

İclal BİRTEK(*)/Dünya Bizim.com

(Benim Adım Bayram. Gelirim senede iki kere, çağıran herkese...)

Onbir ayın sultanı Ramazan’ın ardından bayrama uyanan gün, içinde çok derin manalar taşır. Ana, baba, atalardan uzak geçen bayramlar kalbe çok ağır gelse ve alışık olduğunuz bayram portesini zedelese de Allah’ı hamd etmek için toplanmış cemaatle birlikte olmak bayramın size gelmesinin tek yoludur.

Sahura kalkmaya alışmış beden, bu sefer günün aydınlanmasını çok daha büyük heyecanla bekler. Namazın ardından akşamdan hazırlanmış bayramlıklar son rötüşlerini atmak için ütüyle arkadaşlık ederken, gece saatlerinde memleketinin sabahına tekabül eden bayram saatinde telefondan da olsa sevdiklerinin sesini duymak ve tebrik etmek için uykusuz kalmış beden hiç de yorgun değildir, bayram gelmiştir. Gözleriniz azınlık olarak yaşadığınızı unutmak için tekbir ve amini en yüksek duyabileceğiniz camiiyi aramaktadır.

En özel kıyafetlerini Rabbinin huzurunda dururken en güzel olmak için giyinen cemaat duvarlarında mavi turkuaz renkleri hakim çiniler eşliğinde iyice rengarenk bir hal alır şehrin en büyük camii New York İslam Kültür Merkezi’nde. Afrika’nın değişik bölgelerinden inanılmaz güzel bubaları, basin ve vakslarıyla bayrama gelen hanımlar ve çocukları öjelerinden başlarının en tepe yerine kadar tamamen uyumlu parlak canlı renklı elbiseleriyle kesin olarak bayramın geldiğinin göstergesidir. Pulları pırıl pırıl şalvar kamis ve sarileriyle Asya’lı hanımlar camiiyi aydınlatırken elleri akşamdan kınalanmış Arap hanımları cilbablarıyla farklı bir zarafet katarlar topluluğa. Hanım ve beyler yöresel kıyafetlerini giyerek bir nebze de olsa hissetmişlerdir kendilerini sılada. Herkes en güzel halde hazırdır artık geçen Ramazan’ın iki rekatlık kalan o muhteşem namazının edasına.

Tekbir başlar, tekbir derinleşir, tekbir yerleşir. En büyüğün büyüklüğüyle beraber ölüm hatıra gelir. Akabinde bir affediliş yalvarışı hali kaplar içinizi. Tekbirle bir olur cemaat, daha da yükselir sesleri. Namaza cağırınca imam, saf olur rengarenk dizi. Sanki Kabe’den bir karedir bu çeşninin hali, aynı zaman da da kabirde bulunuşumuzun resmi. Aynı hizada omuz omuza titizlikle duran cemaatin duruşu haykırır, herkez birdir. Secdeye varınca başlar, gönüllerden boşalır yaşlar ve yakarışlar. Sağımda bir Arap inceden sessizce yakarırken, solumda ki Afrika’lının tüm bedeni titriyor. Kalplerindekilerini kalbimde hissederken, aslında hiç dua etmeyi anlayamadığımı farkediyorum. Hiç bitmesin isteniyor secdeler, ama selamlama ile bu muhteşem an artık son buluyor.

Gözleri yaşlı olsa da mutludur şimdi yüzler. Sağından soluna dünyanın bambaşka yerlerinden gelmiş, tanımadığı Mümin kardeşlerine sarılarak hissetmek ister sevdiklerinin sıcaklığını ve farkeder farklılığın aslında güzelliğini. Belki de mahşer yerinde ki çeşitliliği. Ne sınıf, ne ırk, ne de renk; hatırlar herkesin birliğini ve sadece Allah’ın tekliğini.

Namazdan çıkanların bir kısmı koşturmasının peşinden giderek daha ilk gününden bayrama veda ederken, bayram için vakit ayırabilmiş olanlar daha küçük mescitlerde veya merkezlerde verilen kahvaltıya iştirak ederler. Çocuklar genellikle hediye ve şekerlerini alırken, hasta ziyaretleri büyüklerin bir sonraki ziyaret yeri oluverir. Akşam vakti de en iyi şartlarda düzenlenmiş zengin bir bayram yemeği ile uğulanır bayram.

Herkez mutludur o anı yaşadığı için ve huzunludur artık ömründen bir Ramazan daha geride kaldığı için. Çağın kurallarına binaen çok da Allah merkezli olmayan yaşamları sahur ve iftarlar vesilesiyle normale dönmüs, arkadaş yüzü görmüş, ezan sesi duymuş, ve en önemlisi yaradanı daha çok zikretmiştir. Rabbi ömür verirse gelecek yıl ki Ramazan’a kalmıştır artık ümitler. Bir sonraki Ramazan’ı sağlık, iman ve sevenlerle beraber karşılamak duasiyla uğurlanır bayram.

(*) Selami Çekmegil'in torunu
İclal Birtek/Dünya Bizim.com
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.