Sezai tavrı; Sezai Karakoç

Sezai tavrı; Sezai Karakoç

Haydar Ergülen-Star, 27 Aralık 2009 Pazar,
Sezai Karakoç deyince Cemal Süreya’nın aklına Mehmet Akif ve Necip Fazıl gelir. ‘Ayrı dünyalar’ın insanı olsalar da, üç “Parasız Yatılı”dan ikisi olarak ‘Sezai Bey’le ‘Cemal Abi’nin birbirlerini yakından tanıdığı, arkadaşlıkları, mektupları, anektodları ve ‘ödünç’ dizeleri bilinir. Kimin kimden ‘ödünç’ aldığının bir önemi var mı? Üçüncü hem parasız hem yatılı da Ece Ayhan’dan başkası değildir. Türk şiirinin üç parasız yatılısı olma onuru bu üç büyük şairimize nasip olmuşsa, onları bu başlıkta toplama işi de yakınlarda yitirdiğimiz seyrek adamlardan, büyük ‘hoca’ Ünsal Oskay’a düşmüştür.

Birbirlerini ‘yakından’ tanımak, biraz da parasızlıktan, yatılılıktan, aşktan, yalnızlıktan, şiirden ve dolayısıyla mahcubiyetten doğru da tanımak anlamına gelir. Eleştirmen Orhan Koçak, Cemal Süreya’nın erotik şiirinin ardında bir ‘mahcubiyet’in yattığını söyler, Sezai Karakoç’un kişiliğindeki mahcubiyeti ise bilmeyen yoktur. Medyaya görünmemesinin ardında elbette bir ‘tavır’ vardır, ama ‘mahcubiyet’i de bir tavırdır.

AKİF İLE YETENEKLERİ BENZİYORDU

Birbirlerini ‘Mülkiye’den (SBF) tanıyan bu iki arkadaştan Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki Sezai Karakoç portresi unutulmaz: “Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif’in tinsel görüntüsüyle adamakıllı dürüst bir Necip Fazıl’ınkini iç içe geçirin, yaklaşık bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz.” Necip Fazıl’a ilişkin sözler sonraları biraz tartışıldı. İlk cümlenin üzerinde ise hiç durulmadı, sanırım bu da ortak bir kabul anlamına geliyor. Cemal Süreya yaşasaydı, kitaptaki kimi portreleri değiştirir ya da eklemeler yapardı diye düşünüyorum. Akif’le Karakoç arasındaki yetenek benzetmesine dürüstlüğü de ekler ve ödül konusundaki tıpatıp aynı olan davranışlarını da, portrelerdeki o ‘soğukkanlı’ üslubu filan bir kenara bırakıp alkışlardı.

Mehmet Akif’in, Maarif Vekaleti tarafından açılan İstiklal Marşı güfte yarışmasına katılmaması, bakan Hamdullah Suphi Tanrıöver’in dikkatini çeker. Onun ödül konulması nedeniyle katılmadığını da öğrenince, Akif’e mektup yazarak ödül konusunun uygun bir biçimde çözümlenebileceğini söyler. Akif ödül tutarı olan 500 lirayı almaz, çocuk esirgeme kurumu benzeri bir kuruluşa bağışlar: ‘Akif tavrı’. Nazım Hikmet’in “Akif, inanmış adam” deyişindeki ‘dürüst adam’ vurgusunu da yabana atmamak gerek.

Sezai de hem ‘inanmış adam’ hem de ‘ismiyle müsemma’, ‘münasip, layık’ olan kişi. Sezai Karakoç’a iki yıl önce Devlet Kültür Büyük Ödülü verildiği zaman, pek çok kişi gibi ben de ‘o ödülü almaz Sezai Bey’ diye soranlara söylemiştim, ‘onun şiiri bize büyük bir ödüldür’ü eklemeyi de unutmamıştım. Artık cumhurbaşkanı, başbakan, kültür bakanı da onun şiirinin okurları olduğu için mi yoksa ona ‘layık’ görülen bu ödülü reddetmenin pek ‘münasip’ olmayacağı düşüncesiyle mi, bilemem, ‘uygun’ bir çözüm buldu: Ödül parasını almadı, kültür işlerinde kullanılması için bağışladı. Bu da ‘Sezai tavrı’.

ŞİİR VE ŞAİRLİKTEN 10 PUAN

Cemal Süreya’nın unutmayacağı iki güzel tavır. ‘Türk şiirinin en son ve en büyük kalkışması’ olan İkinci Yeni’nin beş atlısından üçü: Ece Ayhan, Sezai Karakoç ve Cemal Süreya. Devletle de başları pek hoş değil. Üçü de ‘devlet okulu’ndan gelmişler ama ‘devlet dersi’nde öldürülen çocukların yanında saf tutmuşlardır. Ece Ayhan erkenden, Sezai Karakoç kısa bir dönem sonra, Cemal Süreya ise onlardan uzun fakat sorunlu yılların ardından ‘devlet’le olan hesabını kesmiş üç ‘sivil şair’. ‘Yedi derviş bir postta oturur, iki hükümdar bir cihana sığmaz’ sözünün şiirdeki karşılığı da bu 'eşbenzemez’ şairdir ki dikkat edilirse hepsi de şiirden ve şairlikten 10, megalomaniden sıfır almışlar ve bir yeniliğe sığmışlardır. Hepsi de sivildir ve uğraşları da bir bakım dervişliktir zira. Arkadaşının şiiri dururken nasıl başka şiirlerden ödünç almamışlarsa, arkadaşının cümleleri dururken başka cümlelerle biter mi Sezai Karakoç yazısı? “Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzsche de bilir. Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever. Nazım da okur. Sıkışmış, sıkıştırılmış deha. Alçakgönülle katı yüksek uçuyor.” (Cemal Süreya)

Şiiri yüksek, partisinin adı Yüce Diriliş.

Haydar Ergülen-Star gazetesi,27 Aralık 2009 Pazar,
admin
14.01.2010

Bu da Hürriyet'ten!..

Sezai Karakoç belgeseli için Cumhurbaşkanı Gül de konuştu http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13460818

Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.