"Tabutumu taşıyacaklar düşünsün!"
Tabutumu taşıyacaklar düşünsün!"
Serdar ARSEVEN

Orta sınıf, olabilir…
Lâkin, "yeni"likleri yok…
Bu "yeni"liği Türkan Saylan, Necla Arat, Nur Serter gibi "eski
tüfeklerin" neresine yerleştireceksin!..
Marşları bile değişmedi;
Miting meydanlarında, 74 yıl öncesinin Onuncu Yıl Marşı'nı çalıyorlar, hâlâ…
"Yeni orta sınıf", bu "yeniliğe" denk düşen bir besteyi dillere
yerleştirebildi mi?..
Hayır…
"Yeni" filan değil…
İsmet İnönü döneminin CHP'lileriyle miting meydanlarının orta bölümlerine
düşenlerin farkı yok…
Kenarlar…
Bildik adamlar…
Katıldığım mitinglerde çok sayıda vatandaşla konuştum…
Büyük bir çoğunluğunu "kamu personeli" ile "eş ve çocuklarının" oluşturduğu
vatandaşlar, birinci sınıftan başlayıp üniversite mezuniyetine kadar devam
eden 'İnkılâp Tarihi' derslerinden kalma kalıpların ötesine geçemiyorlar…
İlk Meclis'i oluşturan şartlardan, O Meclis'in açılışında, Mustafa Kemal
Atatürk önderliğinde sergilenen ritüellerden haberdar değiller.
Kurtuluş Zaferi'ni getiren "ruh halini" idrakin çok uzağındalar.
Hurafelere dayalı bir din anlayışları var...
Göz boncuğu, at nalı, nazarlık gibi cisimlerin koruyuculuğuna inanıyorlar…
Faldan laf açıldığında acayip ilgi gösteriyor, burcunuzu soruyor, aldıkları
cevaba göre karakteristik özelliklerinizi sıralıyorlar!..
Biraz daha yakınlaşınca, ellerine geçeni faize yatırdıklarını, yazları kampa
gittiklerini, kaplıcanın iyi geldiğini anlatıyorlar…
Hacca gitmek istediklerini ancak geldikten sonra "tutamamaktan"
korktuklarını söylüyorlar.
Başörtmenin "Allah'ın emri" olduğuna inanıyorlarsa da…
"O kadarını da affetsin artık" diyerek kurtaracaklarını düşünüyorlar…
Bu arkadaşların çok belirgin bir vasıfları var:
Üretmeden tüketiyorlar…
Beslenme ihtiyaçlarını gidermek için, aceleleri olmamasına rağmen fast
foodları kullandıklarından…
Zihnen ve bedenen…
Pek de sağlıklı görünmüyorlar!..
Evet evet…
"Yeni orta sınıf" pek uymuyor da…
"Eski tüketici sınıf" desek nasıl olur acaba?..
Bu sınıfın önde gelen mensuplarından tiyatrocu Metin Akpınar da kilo
problemine ilişkin bir soruya "Öldüğümde tabutumu taşıyacaklar düşünsün"
karşılığını veriyor…
Baksanıza!..
ELDEKİ BAYRAK DA, DİLDEKİ NE?
Paramiliter örgütlerin, eline bayrak ağzına slogan tutuşturduğu gâfil
arkadaşım:
O bayrağın mânâsına hakaret ettiğinin farkında mısın?..
•
O bayrak…
Üzerinde resimlendirdiği mânâ ile bu milletin ruh yapısını ve ülküsel
hüviyetini ilân eder.
O bayrak…
Haç yani sâlip karşısında, İslâm'ı ve Müslümanları temsil eder!..
Halkı Müslüman olan memleketlerin kâhir ekseriyetinde bayrak, 'hilâl'dir…
Kızılay ve Kızılhaç aynı meselelerle ilgilenir de…
Bilir misin, niye "aynı şey" değildir?!.
•
Ünlü mütefekkirlerimizden Selami Çekmegil'in yıllar evvel ifade ettiği gibi:
"Mithat Paşa'nın bayrağımıza haç ekleme düşüncesinde de, eski yıllarda
'bilimsel sosyalist'lerin bayrağımızdan hilali çıkartma kampanyalarında da
hedef, milletimizin hilâlin resimlendirdiği İslâm'dan başka bir mânâya
teslimiyetini deklare etme arzularıdır.
Bugün buna muvaffak olamayınca müsameremsi tertiplerle bayrağımızın
süslediği sahnelerde, İslâm'a saldıran palyaçoların hedefi de budur.
Onların da sisli hedefleri 'Hilal'in anlamını perdeleyerek, Türk'ü İslâm
şerefinden yoksun kılmaya çalışmaktan başka bir şey değildir!.."
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.