Teknolojiyi yenen Remzi
Teknolojiyi yenen Remzi | |
"Bizim dağımıza düşmüştü, bulunacaksa biz bulurduk" |
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekileri taşırken Keş dağı Kanlıçukur mevkiinde düşen helikopterin enkazını bulan köylülerden Remzi Gök, helikopteri aramaya cami imamının "Allah rızası için yardım etmek farzdır' şeklindeki vaazı üzerine karar verdiklerini anlattı. "Allah için düştük yollara. Helikopter bizim dağımıza düşmüştü, bulabilirsek sadece biz bulurduk" dedi. Hacı Kuzgun ise, yaşadıkları donma tehlikesini, "Kar ayakkabıları ve kıl çoraplarla dört saat boyunca hiç durmadan yürüdük.
Helikopteri bulunca yetkililere haber verdik ama zaman geçtikçe fırtına daha da arttı. Yetkilileri tekrar arayıp, 'Biz de burada öleceğiz' dedik. Yetkililer aramaya çıktıklarını söylediler ama daha fazla dayanamayıp Sisne'ye doğru yürümeye başladık. Sis vardı, nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. Akşam oldu, yönümüzü şaşırdık" diye dile getirdi.
Güngör KARAKUŞ / İSTANBUL (AHT)
FOTO: SEDAT SUNA
ÖZEL HABER
17 kişilik ekiple Keş Dağı Kanlıçukur mevkiinde içinde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu 5 kişiyi taşırken düşen helikopterin enkazını ve cesetleri bulan köylülerden Remzi Gök, enkazı aramaya "cami imamının vaazı" üzerine karar verdiklerini anlattı.
Gök ve arkadaşları, Sisne bölgesinde çok alçaktan geçen bir helikopter geçtiğini anlatan bir çobanın sözlerine Cami imamının 'Allah rızası için yardım etmek farzdır' şeklindeki anonsu eklenince, helikopterin Keş dağı bölgesine düşmüş olabileceğini düşünüp harekete geçtiler. Çevrepınar'dan beş arkadaş, Döngel köyünden 11 kişi ve Göksun'dan bir kişi, oluşturdukları ekiple Kızılöz köyüne gittiler. Kızılöz köyü muhtarına Keş dağı bölgesine gideceklerini anlatıp muhtardan Kızılöz'den Keş dağı bölgesine nasıl gideceklerini tarif etmesini istediler.
"Sisne'de bir çobanın helikopteri çok alçaktan uçarken gördüğünü duymuştuk. Cami imamı 'Allah rızası için yardım etmek farzdır' diye anons yapınca biz de Allah için düştük yollara" diyen Remzi Gök, "Neden hiçbir yetkiliye haber vermediniz?" şeklindeki sorumuzu, "Biz Allah için gittik oraya. Acıdık o insanlara, yardım etmek istedik. Helikopter bizim dağımıza düşmüştü, bulabilirsek sadece biz bulurduk. Oralar bizim dağlarımızdı, her karışını biz biliyorduk" diye yanıtladı.
Onlar, Sisne bölgesinde çok alçaktan geçen bir helikopter geçtiğini anlatan bir çobanın sözleri üzerine helikopterin Keş dağı bölgesine düşmüş olabileceğini düşünüp harekete geçtiler. Çevrepınar'dan beş arkadaş, Döngel köyünden 11 kişi ve Göksun'dan bir kişi, oluşturdukları ekiple Kızılöz köyüne gittiler. Kızılöz köyü muhtarına Keş dağı bölgesine gideceklerini anlatıp muhtardan Kızılöz'den Keş dağı bölgesine nasıl gideceklerini tarif etmesini istediler.
Arama - kurtarma çalışmalarının Kızılöz, Sisne, Kurucaova bölgelerinde, yüksek bölgelerde yapıldığını hatırlatan Remzi Gök, ekiplerin helikopterin bulunduğu vadiye inmemesine tepki gösterdi. Gök, "Enkazı da cenazeleri de bizler, köylüler bulduk. Arama kurtarma çalışmaları yamaçlarda yapılmış, vadiye girmemişler. Girmeleri gerekiyordu. Bölgeye ne korucu, ne jandarma geldi" dedi.
Arama kurtarma ekiplerine enkazın yerini anlatıp ekipleri beklerken tipinin çok arttığını anlatan Gök, "Çok yoğun kar vardı. Biz de yardım istedik. 'Biz burada donacağız, yardım edin' derken Acil Yardım görevlisi bize 'Yeriniz rahat mı?' diye sordu. Sinirim bozuldu. Ben de dobra dobra konuştum." dedi.
"NEREYE GİTTİĞİMİZİ BİLMEDEN YÜRÜYORDUK"
"Kar ayakkabıları ve kıl çoraplarla dört saat boyunca hiç durmadan yürüdük. Helikopteri bulunca yetkililere haber verdik ama zaman geçtikçe fırtına daha da arttı. Yetkilileri tekrar arayıp, 'Biz de burada öleceğiz' dedik. Yetkililer aramaya çıktıklarını söylediler ama daha fazla dayanamayıp Sisne'ye doğru yürümeye başladık. Sis vardı, nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. Akşam oldu, yönümüzü şaşırdık."
Ölümlere çok üzülmekle birlikte enkazı bulmuş olmaktan gurur duyduklarını söyleyen Çevrepınar köylüleri Hacı Kuzgun, Ramazan Kuzgun, Ekrem Kozcu, Mustafa Kuzgun ve Fatih Gökçek ise, yaşadıkları korku ve dehşeti böyle anlattı.
Arkadaşları adına Hacı Kuzgun'un anlattığına göre, ayaklarında "hetig" adı verilen kar ayakkabıları ve kıl çoraplarla dört saat boyunca hiç durmadan yürüdüler. Soğukla, tipiyle ve fırtınayla mücadele ettiler. Hacı Kuzgun yaşadıklarını, "2.5 metreyi geçkin kar vardı. Tipi yüzünden 20 metrelik mesafeyi göremiyorduk. Dört saat çıktıktan sonra helikopterin yamaçlardan birisine vurmuş olabileceğini düşünüp Keş dağının yamaç bölümlerini dolaştık. Helikopterin kırmızının karlar içinde parladığını gördük. Arkadaşlarla o bölgeye doğru koştuk" diye anlattı.
"Helikopter yamaca vurmuş, paramparça olmuştu. 150 metre yukarıdan uçsaydı, bu yamaca çarpmazdı" diyen Kuzgun, olay mahallini "Olay yerinde bir cenazenin helikopterin önünde, bir tanesinin helikopterin içinde, ikisinin de helikopterin arka kenarında olduğunu gördük" diye anlattı.
"YETKİLİLERİ BEKLERKEN DONMAKTAN KORKTUK"
Helikopteri bulduktan sonra 112 Acil Servisi aradıklarını, yetkililere ve kurtarma ekiplerine haber verdiklerini anlatan Hacı Kuzgun, "Biz onları beklerken fırtına daha da arttı. Tekrar yetkikilerle irtibata geçip 'Fırtınada biz de burada öleceğiz' dedik. Yetkililer, aramaya çıktıklarını söylediler ama biz onları beklerken donmaktan korkup aşağı, Sisne'ye doğru yürümeye başladık. İnanılmaz bir sis vardı. Gözümüzün önünü göremiyorduk. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Üç saat boyunca yürüdük. Sonunda bir ışık görüp birbirimizi çağırdık. Işık yakanlar, koruculardı. Birlikte bir mağaraya sığındık. Orada yemek yedik, 10 dakika içinde yeniden yola çıktık" diye konuştu.
Korucularla buluştuktan sonra, aşağıda, dozerin yol açtığını gördük. Sağlık ekipleri müdahale etti. Bir arkadaşımız fıtık şişmesi dolayısıyla hastaneye kaldırıldı. Beş saat boyunca telefon çekmediği için bizden haber alınamamıştı" diye anlattı.
Güngör KARAKUŞ / İSTANBUL (AHT)
Güngör KARAKUŞ / İSTANBUL (AHT)
FOTO: SEDAT SUNA
ÖZEL HABER
17 kişilik ekiple Keş Dağı Kanlıçukur mevkiinde içinde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu 5 kişiyi taşırken düşen helikopterin enkazını ve cesetleri bulan köylülerden Remzi Gök, enkazı aramaya "cami imamının vaazı" üzerine karar verdiklerini anlattı.
Gök ve arkadaşları, Sisne bölgesinde çok alçaktan geçen bir helikopter geçtiğini anlatan bir çobanın sözlerine Cami imamının 'Allah rızası için yardım etmek farzdır' şeklindeki anonsu eklenince, helikopterin Keş dağı bölgesine düşmüş olabileceğini düşünüp harekete geçtiler. Çevrepınar'dan beş arkadaş, Döngel köyünden 11 kişi ve Göksun'dan bir kişi, oluşturdukları ekiple Kızılöz köyüne gittiler. Kızılöz köyü muhtarına Keş dağı bölgesine gideceklerini anlatıp muhtardan Kızılöz'den Keş dağı bölgesine nasıl gideceklerini tarif etmesini istediler.
"Sisne'de bir çobanın helikopteri çok alçaktan uçarken gördüğünü duymuştuk. Cami imamı 'Allah rızası için yardım etmek farzdır' diye anons yapınca biz de Allah için düştük yollara" diyen Remzi Gök, "Neden hiçbir yetkiliye haber vermediniz?" şeklindeki sorumuzu, "Biz Allah için gittik oraya. Acıdık o insanlara, yardım etmek istedik. Helikopter bizim dağımıza düşmüştü, bulabilirsek sadece biz bulurduk. Oralar bizim dağlarımızdı, her karışını biz biliyorduk" diye yanıtladı.
Onlar, Sisne bölgesinde çok alçaktan geçen bir helikopter geçtiğini anlatan bir çobanın sözleri üzerine helikopterin Keş dağı bölgesine düşmüş olabileceğini düşünüp harekete geçtiler. Çevrepınar'dan beş arkadaş, Döngel köyünden 11 kişi ve Göksun'dan bir kişi, oluşturdukları ekiple Kızılöz köyüne gittiler. Kızılöz köyü muhtarına Keş dağı bölgesine gideceklerini anlatıp muhtardan Kızılöz'den Keş dağı bölgesine nasıl gideceklerini tarif etmesini istediler.
Arama - kurtarma çalışmalarının Kızılöz, Sisne, Kurucaova bölgelerinde, yüksek bölgelerde yapıldığını hatırlatan Remzi Gök, ekiplerin helikopterin bulunduğu vadiye inmemesine tepki gösterdi. Gök, "Enkazı da cenazeleri de bizler, köylüler bulduk. Arama kurtarma çalışmaları yamaçlarda yapılmış, vadiye girmemişler. Girmeleri gerekiyordu. Bölgeye ne korucu, ne jandarma geldi" dedi.
Arama kurtarma ekiplerine enkazın yerini anlatıp ekipleri beklerken tipinin çok arttığını anlatan Gök, "Çok yoğun kar vardı. Biz de yardım istedik. 'Biz burada donacağız, yardım edin' derken Acil Yardım görevlisi bize 'Yeriniz rahat mı?' diye sordu. Sinirim bozuldu. Ben de dobra dobra konuştum." dedi.
"NEREYE GİTTİĞİMİZİ BİLMEDEN YÜRÜYORDUK"
"Kar ayakkabıları ve kıl çoraplarla dört saat boyunca hiç durmadan yürüdük. Helikopteri bulunca yetkililere haber verdik ama zaman geçtikçe fırtına daha da arttı. Yetkilileri tekrar arayıp, 'Biz de burada öleceğiz' dedik. Yetkililer aramaya çıktıklarını söylediler ama daha fazla dayanamayıp Sisne'ye doğru yürümeye başladık. Sis vardı, nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. Akşam oldu, yönümüzü şaşırdık."
Ölümlere çok üzülmekle birlikte enkazı bulmuş olmaktan gurur duyduklarını söyleyen Çevrepınar köylüleri Hacı Kuzgun, Ramazan Kuzgun, Ekrem Kozcu, Mustafa Kuzgun ve Fatih Gökçek ise, yaşadıkları korku ve dehşeti böyle anlattı.
Arkadaşları adına Hacı Kuzgun'un anlattığına göre, ayaklarında "hetig" adı verilen kar ayakkabıları ve kıl çoraplarla dört saat boyunca hiç durmadan yürüdüler. Soğukla, tipiyle ve fırtınayla mücadele ettiler. Hacı Kuzgun yaşadıklarını, "2.5 metreyi geçkin kar vardı. Tipi yüzünden 20 metrelik mesafeyi göremiyorduk. Dört saat çıktıktan sonra helikopterin yamaçlardan birisine vurmuş olabileceğini düşünüp Keş dağının yamaç bölümlerini dolaştık. Helikopterin kırmızının karlar içinde parladığını gördük. Arkadaşlarla o bölgeye doğru koştuk" diye anlattı.
"Helikopter yamaca vurmuş, paramparça olmuştu. 150 metre yukarıdan uçsaydı, bu yamaca çarpmazdı" diyen Kuzgun, olay mahallini "Olay yerinde bir cenazenin helikopterin önünde, bir tanesinin helikopterin içinde, ikisinin de helikopterin arka kenarında olduğunu gördük" diye anlattı.
"YETKİLİLERİ BEKLERKEN DONMAKTAN KORKTUK"
Helikopteri bulduktan sonra 112 Acil Servisi aradıklarını, yetkililere ve kurtarma ekiplerine haber verdiklerini anlatan Hacı Kuzgun, "Biz onları beklerken fırtına daha da arttı. Tekrar yetkikilerle irtibata geçip 'Fırtınada biz de burada öleceğiz' dedik. Yetkililer, aramaya çıktıklarını söylediler ama biz onları beklerken donmaktan korkup aşağı, Sisne'ye doğru yürümeye başladık. İnanılmaz bir sis vardı. Gözümüzün önünü göremiyorduk. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Üç saat boyunca yürüdük. Sonunda bir ışık görüp birbirimizi çağırdık. Işık yakanlar, koruculardı. Birlikte bir mağaraya sığındık. Orada yemek yedik, 10 dakika içinde yeniden yola çıktık" diye konuştu.
Korucularla buluştuktan sonra, aşağıda, dozerin yol açtığını gördük. Sağlık ekipleri müdahale etti. Bir arkadaşımız fıtık şişmesi dolayısıyla hastaneye kaldırıldı. Beş saat boyunca telefon çekmediği için bizden haber alınamamıştı" diye anlattı.
Güngör KARAKUŞ / İSTANBUL (AHT)
FOTO: SEDAT SUNA
ÖZEL HABER
ÖZEL HABER
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=137291&cat=200&dt=2009/03/29
Remzi Gök'e
Duygulandırdın bizi yalınlığınla...