Malatya Yöresinden Güldeste

Malatya Yöresinden Güldeste
Selahaddin Çekmegil
Atı alan Malatyalı, Üsküdar’ı geçmiş!
“Atı alan Üsküdar’ı geçti,” lafının hikayesinde Malatya’nın da küçük bir rolü var: Bizans ve Malatya arasında gidip gelerekakınlar yaptığı dönemde Malatyalı Battal Gazi, bir grup askeri ile Kız Kulesi’ne baskın yapar ve kaçırdığı hazineleri sandallarıyla Üsküdar’a getirir. Oradan da atına atlayıp yoluna devam eder. Tekfur, bu haberi alınca hemen sahile gelir. Ahali olayı anlatmakiçin kendisine, “Atı alan Üsküdar’ı geçti,” der. Böylece, bu laf çokbilinen bir tabir olarak dilimize yerleşir:

Sularında boğazın, hemen dalıp da giden,
Üsküdar’ı geçti mi, atı alıp da giden?
Görmedin bilemedin, adı Battal Gazi’dir,
Cenkleri dilden dile, şimdi birer mazidir.

Kız Kulesi’nden aldı; hazine ki Tekfur’un,
Malatya’ya mı gömdü? Onu tarihe sorun...
Zaman saklı ilimdir, keşke bir ele gelse,
Kız Kulesi ışıldar, tarih ki dile gelse...

Hubuş gızın söyleyecekleri var!
Gelin ve kaynana anlaşmazlıklarının doğurduğu
hikayeler Malatya’da meşhurdur. Selahaddin
Çekmegil’in “Hubuş Gız Konuşuyor” adlı şiirinde
Hubuş kız, torununa gelininin tembelliğinden,
iş yapamıyor oluşundan ve gezme sevdasından,
Malatya şivesi ile yakınmasına şahit oluyoruz.

Şiirden bir kesit:
Torunu çığırdım, möktup için;
Oğlum gel eline bi galem al,
İçim sızlar için için...
De ki; bizim gelin tembel belli...
Ben de yoğurt şorvası içtikten kelli,
Çamaşırları soydum,
Gazzige suyu koydum.
Gelinimiz ne iş yapar ne güç,
Gezer de gezer...
Bilesin çok gezenden insan bezer.

İkramı bol, lezzeti bal…
Malatyalılar da ikramı sever. Sevdiklerini her fırsatta
küçük lezzetlerle mutlu etmeyi kendilerine görev bilirler.
Beraber paylaşılan her anı tatlandıran ikramların neşesini
kalemi ile anlatan şairlerimiz, şu dizeleri kağıda dökmüş:

Çiçeği rengarenk, alı al olur
Böceği ki arı, petek bal olur
İkramı bal kaysı, canım Malatya
Gelene sözleri, gitme kal olur.

Malatyalıların yemek duası
Yemekleri lezzetli ve çeşitlidir Malatya yöresinin.
Yemeklerini metheden bir de duası vardır:
Ela eyyühel ümmetül zerde
Kaburgadır şifa derde
Pirinç pilavı bulduğun yerde
Kaşıkla ha kaşıkla

Ela eyyühel ümmetül dolma
Gözün yum kulağın salla
Getirin bize bir tabak dolma
Yuvarla ha yuvarla

Ela eyyühel ümmetül nevruz
Biz uzak yerlerden geliruz
Getirin bize bir tabak karpuz
Bıçakla ha bıçakla

Kuşaktan kuşağa nefis tarifler…
Kündübeg’in meşhur yemeklerinden biridir analı kızlı
köftesi. Bu yemek ilginç ismini, anne ile kızın yemeği
birlikte yapmasından alır. İrili ufaklı köftelerden
oluşan, sulu bir yemektir. İçli köfteyi anne hazırlarken
kızı ise yuvarlayarak şekil verir. “Kız anadan öğrenir
sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir çarşı gezmeyi”

atasözü, bu hikayede hayat bulur.

Gayfe Fincanında Şiir
Mişmiş dolu yöremiz
Ne güzeldi töremiz
Eşgileme ekmeği
Belki bir gün hep yeriz.

Sofra kurmak bir işti
Elde olan çöp şişti
Bekletmeyin yemeği
Analı kızlı pişti.
Tarhana çorba evcek
Gel zemheride içek
Vardır komşu emeği
Komşulu yere göçek...

Malatya’nın göz bebeği; Tecde…
Yurdumuzun güzelliklerini, doğasını şiirleri
ile anlatan şairimiz Arif Nihat Asya, Malatya
Lisesi’nde müdürlük yaptığı dönemde "Çırmıghtı"

ilçesine bağlı Tecde’den etkilenip şu dizeleri bir
araya getirmiş:

Pembem, yeşilim, tadım, kokum müjde benim...
Altın yemişiyle dalları secde benim...
Diller derler ki: ‘Malatya’nın göz bebeği’
Yaz kalbine ey yolcu, adım Tecde benim.

Şiirle Sözlenen Malatya

Utanma Pazar,
Dostluğu bozar

Karnın tok ola,
Sırtın pek ola.

Tarhana tartar,
Karnını yırtar.
Bütünü bölmez,
Yarımı yemez.

Düşmemiş daldan,
Ne bilir haldan.

Eşeği sattık,
Belaya çattık.

Tencere tava,
Herkes bir hava.

Yerde duruyor
Göğe gürlüyor.

Hu desen veli,
Ha desen deli.

Bir yılanın Malatya macerası…
Çırmıktılı bir adam ile bir yılanı, “Bakalım ne olacak,”
diyerek aynı çuvala koymuşlar. Bir süre sonra yılanın
çuvaldan çıktığını fark etmişler. Yılan, “Çırmıktılı
beni soktu,”
demiş ve kaçmaya başlamış. Peki,
hikayenin devamında ne olmuş? Yılan geri dönmüş
ve Çırmıktılının bulunduğu çuvala geri girmiş.
Görenler, ”Ne oldu?” diye sormuş. Yılanın cevabı,
“Hiç sormayın, karşıma bir Kündübegli çıktı.” olmuş.


Selahaddin Çekmegil
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.