Çoban Tefsirine!..: Mabedlere SAYGIYLA GİRİN
MABEDLERE SAYGIYLA GİRİN
M. Selami ÇEKMEGİL (Çoban Tefsiri'ne!)
İnsan düşmanı -hemen hemen- bütün rejimlerin bir numaralı yıkım hedefi: onun, yani insanın, -aklı başındayken ya da acı ve ıstıraptan bunaldığı zamanlarda- görünmez güce yöneldiği mabetler olmuştur. Hemen hemen hepsi mabed düşmanlığıyla başlamışlardır işe… Moğal zalimi Hulagü Hanlar yakıp yıkarak, öldürüp katliam yaparak girdiği Bağdat’ta İnsanı Allah’a yönlendiren ilme dönük eser ve kütüphaneleri hunharca imha etmiş, yakıp yıkmış; Dicle ile Fırat’ta günlerce ilme ve Allaha secdeye çağıran kitaplar akıtmıştır. Tanrı düşmanı Marks’ın çırağı Lenin ve Stalin bir no.lu düşman olarak Tanrı fikrini hedef almış, Oralara yönelenleri
İnsan düşmanı -hemen hemen- bütün rejimlerin bir numaralı yıkım hedefi: onun, yani insanın, -aklı başındayken ya da acı ve ıstıraptan bunaldığı zamanlarda- görünmez güce yöneldiği mabetler olmuştur. Hemen hemen hepsi mabed düşmanlığıyla başlamışlardır işe… Moğal zalimi Hulagü Hanlar yakıp yıkarak, öldürüp katliam yaparak girdiği Bağdat’ta İnsanı Allah’a yönlendiren ilme dönük eser ve kütüphaneleri hunharca imha etmiş, yakıp yıkmış; Dicle ile Fırat’ta günlerce ilme ve Allaha secdeye çağıran kitaplar akıtmıştır. Tanrı düşmanı Marks’ın çırağı Lenin ve Stalin bir no.lu düşman olarak Tanrı fikrini hedef almış, Oralara yönelenleri
imhayı öncelikli hedef olarak seçmişler; üzerindeki damarların asli harflerle Allah lafza-i Celalini resimlendirdiği Tanrıya yönelik kalplerin imhasını zalimce üstlenmişlerdir... (bkz. Milovan Cilas,kriter) Şu yakın geçmişimizdeki ateist ve komünist militanların yoklayınız ve deşişitiriniz yüreklerinde ve beyinlerinde bir numaralı hedef mabetlerin imhası ve içindekilerin tanrısızlaştırılmasıdır. Elhasıl tüm dünyada kitapsız felsefelerin bir numaralı hedefi damarlarında asli harflerle “Lafza-i Celal”i şekillendiren yüreklerin imhası olmuştur…
Ya aksi; öyle mi ya…
Bursa Ulu Camini hikayesi de meşhurdur hani… O muhteşem mabedi Lalasına gururla sunan koca hünkar… koca hünkar Yıldırım EbaYezid han: o laladan “yanında meyhane eksik” cevabını alınca nasıl da kükremişti; “Bre Lala nasıl olur Allahın evine bitişik Mescit” diye…
O, Allaha ibadete tahsis edilmiş bir mekanın yanına meyhane nasıl olur diye arslanca kükremişti de Hocası tarafından da kibarca Allah’ın asıl evi senin kalbindir; sen (ona zulmederek) onu meyhaneye çevirdikten sonra diye kibarca uyarılmıştı işte…
Aslında ben zulmü ve zalimi övene pek restlamadım ama zulmün ne ve zalimin kim olduğu konusunda çok çeşitli rivayetler duydum. Hangi zulüm daha ileri boyuttadır, hangisi diğerini unutturacak şiddettedir, genel bir tarife ulaşamadım.
Ama bazen kıyaslama gibi gözüken ifadeler beşerin idrakini açılmaya zorlayarak vahametin boyutunu algılamasını kolyaştırmak için de olabilir tabii… Örneğin: “Kim bir yalan uydurup ta onu Allah’a isnad edenden daha zalimdir!” şeklinde bir ifade o konudaki vahametin boyutunu algılamamızı kolaylaştırabilir… Bu, böyle bir vahamete teşebbüs edene yönelik sert bir eleştiri, ona maruz kalana da sarsıcı bir teyakkuz işaretidir de...
- Kim aşağıda aç ve bi ilaç masum yavrucaklara gökten bomba yağdıran, onları annesiz ve babasız bırakan mezhepsizlerden daha zalimdir de diyebiliriz, mesela…
Ama zalimin zulmü varsa mazlumun da Allahı var; “El Muntakim” olan Allah alacaktır intikamını o zalimlerden de elbet… O masum yavrucaklar göklerde ve Cennette şen-şakrak ( ya da hüzünlü bir tebessümle) gülümserken, O zalim, bu dünyada bile huzur bulamadan gidecektir Cehennemine… Çekecektir azabını o C ehennemin içind: -hem de bazen- ölmeye bile fırsat bulamadan… Belki -hiç bir günahı olmayan- İngiliz eşinin acıması bile kurtaramayacaktır onu bu azabından…
İşte bu vurgu ile sergilediğim zulmü anlattıktan sonra geliyorum yeni bir zulüm tasvirine daha… Kur’an diyor ki:
Bkz.:Bakara: 114: “Allahın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur) Bunlar için Dünyada rezillik, ahrette de büyük azap vardır…”
Bakara: 115: “Doğuda Allah’ındır, Batı da… Nereye dönseniz Allahın vechi (zatı) oradadır. Şüphesiz Allahın rahmeti ve nimeti geniştir; O, her şeyi bilendir…” 
M. Selami ÇEKMEGİL – Çoban Tefsiri’nden
M. Selami ÇEKMEGİL – Çoban Tefsiri’nden
Yorum yazabilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir.