DEĞERSİZ...TARTIŞMALAR
DELİLSİZ, DEĞERSİZ VE SONUÇSUZ TARTIŞMALAR

M. Selami ÇEKMEGİL
Bakara suresinin 111. Ayetinde "eğer doğru iseniz delilinizi getiriniz" diyerek delilsiz sözlerin değersizliğini vurgulayan Cenab-ı Hak, Bakara suresinin 113 ayetinde de delilden yoksun sözlerin insanlar arasında nasıl anlamsız tartışmalara yol açtığını örneklendiriyor; ve muhtemelen, o günkü toplumun
lideri (Hz.Resulullahın) huzurundaki bir sahneyi: -her ikisi de diğeri hakkında- önemli iddialar ortaya getiren gruplardan Yahudiler: 'Hristiyanların bir dayanağı yoktur', Hristiyanlar da: 'Yahudilerin bir dayanağı yoktur' dediler." diye tasvir ediyor.
Kur'an, kitap okuyanların (bilgililerin) böyle davranmaması gerektiğine şu enteresan ifadeyle dikkat çekip: "Oysa ki, her ikisi de Kitabı okuyorlar" diyerek bilgi iddia edenleri biribirlerini delilsizce itham etmemeleri hususunda ikaz ediyor. Hatta "Cahiller de onlar gibi söylüyorlardı" diyerek delilsiz tartışmaların insanları müsbet bir yere vardıramıyacağını şu veciz ifade ile tesbit ediyor: "Artık onların aralarında ayrılığa düştükleri hükmü, kıyamet günü Allah verecektir..."
İşte hadise budur: İşkembe-i kübradan atma iddialarla toplumsal katmanları biribirine düşürenlerin ve bilimsel temelden yoksun tasarruflarla toplumu alabora edenlerin ve onlara inanan toplumların hali ve akıbeti maalesef budur; böyle olmuştur ve hep böyle olacaktır. Yazık onlara, yazık onları bu hale getiren idraksiz mantıklara...
M. Selami Çekmegil
Hocanın meşhur misalidir, sen haklısın, sende haklısın, hanım sende haklısın. Bazı toplumsal durumlar ayrılıklara-boşanmalara benzer. Daha düne kadar güzel güzel geçinen, kavgalı iki insanı da dinlersiniz. Genelde bir taraf kabahatli değildir. Hatta, her ikisininde kendince haklı olduğu hususlar vardır. İçinizden, yahu madem bu kadar çok sorununuz vardı, nasıl bugüne kadar sabredebildiniz demek geçer. Boşanmak sizin için en iyisi demeden önce, hem bunları, hem çocuklarını, hem sonrasını düşünürsünüz ve dersinizki, biraz sabır, bir daha deneyin, bir süre birbirinizi özleyin..Birbirinizi niçin sevdiğinizi, mutlu günlerinizi düşünün. Neticede, bunca yıllık yuvanızı yıkmayın. Üç basit tavsiyede bulunursunuz: 1-Bir süre ayrı kalın, bir akrabanın yanında falan ortalama bir süre dinlenin, düşünün. 2-Ayrı ayrı, elinize kağıt kalem alın, sorunları bir liste haline getirin. 3-Bir kağıt daha alın, nesini beğeniyor ve beğenmiyorsanız, onu da bir liste haline getirin. Yoo, bir taraf ayrılıkta kesin kararlı ise, yeni bir kapı tutmuşsa, yapacak hiç bir şey yoktur. Hiçbir tavsiye, hiçbir doğru, arabulucu işe yaramaz. Hele, kız tarafı damata, oğlan tarafı geline ağzına geleni söylemeye başlamışsa, ar-namus-hak-hukuk bırakmadan veryansın etmişse, geri dönülmez noktaya ulaşılmış demektir. * Devlet adamları, kız yada oğlan tarafı değildirler, olamazlar.